Dipten yürüyenlerin hikâyesi
Osmanlı’dan cumhuriyete giden yolda, “Osmanlıcılık” ile başlayan uluslaşma süreci, II. Abdülhamit siyasetiyle “İslamcılık’a”, İslam toplumları tek tek Osmanlı’dan (Halifenin devletinden) kaçıp bağımsızlık ilan ettikçe, “deniz bitti geriye kumu kaldı” misali “Türkçülük’le” yıkılan Osmanlı’nın küllerinden yeni bir devlet kurmayı başardık. Lakin öfkeyle karışık hasımlık bitmedi. Hürriyet İtilaf Partisi’nin, Damat Ferit’in başbakanlığı döneminde geliştirilen, önce İttihatçılara, sonra Mustafa Kemal karşıtlığına dönüşen propaganda, alttan alta, bir dalga hâlinde, dini grupların hem beslendikleri ve hem de hayat verdikleri siyasi düşmanlığa dönüştü.
19 Mayıs 1919 ve sonrasında yaşanan siyasi gelişmelerin temelinde sadece İngiltere, Fransa, Yunanistan yoktu, aynı zamanda karşılıklı iç cepheler ve apaçık bir iktidar savaşı vardı. Ankara Hükûmeti’nin karşısında geleneksel Osmanlı Hanedanlığını temsil eden İstanbul Hükûmeti vardı. Üçüncü iktidar ise, Enver Paşa öncülüğünde yeniden canlandırılmak istenen İttihat ve Terakki yanlılarının yürüttüğü, hem Millî Mücadeleye destek veren ve hem de liderliği ele geçirip, savaşı kazanarak yeniden devleti yönetme gücü kazanacaklarına inanan devrik iktidar vardı.
Siyasal aktörlere bakıldığında, her iki iktidarın da hedefinde Ankara Hükûmeti, dolayısı ile Mustafa Kemal vardı. Her iki blok da onu devirmek için çalışıyordu. Ancak stratejileri farklıydı. Enver Paşa, Rusya’da, İstanbul Hükûmeti, tarihî zemini olan İstanbul’da gelecek planları yapmaktaydı.
Peki ideolojiler........
© Yeniçağ
visit website