menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kavgalardan süzülmüş gülün kokusu

10 0
08.07.2025

Adımlar hızlanıyor. Kalp çarpıntısı artıyor. Kucaklaşma, yoğunlaşma, derinleşme ve hafiflik. Yeni bir yol değil bu, yolun derin bir öğretiye dönüşmesi, döndükçe hakikate ermenin hafifliği.

Son zamanlarda yaşadığımız “tarihsel süreci” doksanlı yıllarda yaşadıklarımızla birlikte anlamaya ve yaşamaya çalışıyoruz. Milyonlarca Kürt bu süreci yaşanmışlıklarla birlikte yaşıyor. Nerden nereye geldik, nereye gidiyoruz?

Doksanlarda yaşam alanlarımızı, doğup büyüdüğümüz köyleri terk etmek zorunda kalmıştık. Klanımızdan, kıblemizden aynı anda kovulmuştuk sanki. Neye inanacağımızı bilmiyorduk. Ödenen bedelin değil, geride bırakılan hakikatin ağrısıydı bizimkisi. Boş kalan duvarlar, odalar, patikalar… Yarım kalan köy sohbetlerinin ortasında büyük özgürleşme serüvenine henüz adım atmışken köyü terk ediyorduk.

O günün akşamında bir özgürlük hakikatçisi şöyle demişti: “Merak etmeyin bir gün mutlaka döneceksiniz.” Yıllar sonra döndük. Biz döndüğümüzde onlar yoktu. Ancak acılarla, özlemlerle yoğrulan yorgun ve yaşlı zaman her defasında gençleşerek, yeniden dirilerek bizlere kendimize, özümüze dönmeyi öğretiyordu. Kendinden utanan bizler, günün sonunda kendimizle gurur duymanın estetiğini keşfetmiştik.

Kendini bulma yolculuğunda yeniden kritik bir eşikteyiz. Kürtlerin en uzun süreli yapısı kendi tarihini........

© Yeni Yaşam