Köprüleri yeniden hatırlamak
Bilim insanları arasında farklı görüşler olsa da sosyolojide genel olarak her 15 yıl bir kuşak dönemi olarak tanımlanıyor. Böyle bakınca, 4-5 ayrı kuşağın aynı anda gezegenimizde var olması ve dünyaya bakıştan gündelik davranışlara kadar birçok alanda farklı yapılara sahip olması normal görünüyor. Siyasal alanda bu da çok kesin değil ama. Çünkü orada keskin dönemeçler, tarihin akışını değiştiren savrulup çarpılmalar ya da ileriye doğru sıçramalar toplumlar üzerinde devasa etkiler yaratabiliyor. Askeri darbeler de yarattıkları kalıcı hasarlarla sonraki bütün kuşakların davranışlarını değiştirebiliyor örneğin. Yine mesela, reel sosyalizmin çöküşü gibi dünya çapındaki bir sarsıntı, sosyalizmi benimseyenleri olduğu kadar benimsemeyenleri de içine alan genel bir etki oluşturabiliyor. Bu, aynı zamanda, kuşaklar üst üste bindikçe, tarihsel zincirde ve tarih bilincinde de kırılmalara yol açıyor, açtı. Örneğin aynı süreçlere denk düşen küresel neoliberal vahşet, aradan yıllar geçtikçe, yavaş yavaş ‘eşyanı tabiatı’ymış gibi algılanabiliyor; insanlar içme suyunun bir fiyatının olmasını, tedavi olmak için paralar dökmek gerektiğini, sağlıksız ürünler yemenin kentleşmenin bir sonucu olduğunu kabullenebiliyor. İnsanlar, uluslararası alanda bugün yaşanan ‘altta kalanın canı çıksın’ haydutluğunun kaçınılmaz olduğunu düşünürken, ‘insanın kendi kaderini eline alma projesi’nin çöktüğü koşullarda bireyin sistem karşısındaki........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein