Konut fiyatlarında düşüş beklentisinin anlamı var mı?
Bugün Müminlerin bayramı. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Gazilerimizin ömrüne bereket olsun. Hacılarımız Arafat’tan henüz döndü. Birazdan kurbanlar kesilecek. Müslümanların yükselen duaları İsrail’in dizlerini titretecek. Çünkü bu dualar bugün değilse yarın mutlaka tutacak. Belki çokları sadece Gazze için yaptığı içten duası yüzü suyu hürmetine cennetlerde ağırlanacak. İşte öyle bir gün…
Bayramın konularının en başında Gazze. Diğer taraftan ekonomik problemlerin hanehalkı üzerindeki baskısı bayram sohbetlerinde de hissediliyor. Mesele de konut… Bazı fenomenolojik durumlar da var. Önce bir fotoğraf çekip en son değineceğim bunlara.
Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik krizin en derin hissedildiği alan oldu konut, olmaya da devam ediyor. Aslında çok şiddetli bir otomobil krizi falan da yaşandı ama otomobilin ikamesi olduğundan o denli rahatsız edici olmadı. Motosiklet sayılarının hızlıca ikiye katlaması, scooter gibi elektrikli mobilite ürünlerine artan talep, toplu taşıma izdihamları durumu açıklıyordur.
Fakat konutta ikame bulunamadı. Üstüne üstlük depreme dair endişeler de yükseldiğinden konut ihtiyacı sadece kiracı durumdakileri değil, konut sahiplerinin bir bölümünü de içine aldı. Mevcut yapılarına güvenmeyenler dönüşümden göçe kadar birçok opsiyonu değerlendirmek durumunda kaldı. Fakat bir çözüm geliştirmek de mümkün olamadı. Gerçi taşınabilir evlere olan talep patladı ama mesele barınma değil, pandemi bunaltmasından kaçıştı.
İhtiyacın şiddetine rağmen konut satışları da istikrarlı biçimde düşmeye başladı. Birçok gerekçe bu durumun nedenleri arasında sayılabilir. Mesela güvenilmez durumdaki evlerin satış imkanının azalmış olması bunların arasındadır. Fakat temel belirleyici olarak konut fiyatlarının yüksekliği gözükse de asıl etken kredi kanalının kapatılması oldu.
Sadece konut kredi oranlarının yüksekliğinden ibaret değil durum. İlk konuttan sonraki konutlarını almak........
© Yeni Şafak
visit website