menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyonist egemen düzenin çıplak hayatlarına karşı Gazze

27 1
18.08.2025

Bugün İsrail’in bütün kuralları ihlal etme konusunda sergilediği şımarıklık basit bir kuralsızlık değil, bizatihi bugünkü cari dünya düzeninin egemenlik şovudur. Siyonizm, bütün dünyaya hükmedecek bir egemenlik düzenini her türlü hukukun dışında bırakarak yaşamaya mahkûm ettiği Filistinli üzerinden sadece Filistinliye değil bütün insanlığa gösteriyor. Aç bırakarak öldürmek bugünkü egemen düzenin dayandığı veya dayandığını iddia ettiği hukuk açısından da olabilecek en ağır insanlık suçlarındandır. Ama bu suç İsrail sözkonusu olduğunda suç olmaktan çıkar, tekrarlayarak bir normale bile döner.

Şimdiye kadar bir şekilde geçerliliği olan “kendini savunma hakkı” veya “varolma hakkı” gibi argümanlar İsrail’in seri olarak işlediği sistematik suçlar karşısında tiksindirici bir pişkinlik olarak görülmekte. Ama hiç önemli değil, İsrail zaten bu tür argümanlara dahi ihtiyaç duyamayacak şekilde kendini bütün yasaların, bütün ahlaki kuralların, bütün dini yasakların üstünde, onlardan muaf gören bir egemenlik iddiasına sahiptir. Uygulamada alabildiğine pervasız, olabildiğince küstah ve şımarık olmasına yetecek kadar korunaklıdır.

Tabi öyle korunaklı zannetmektedir, ama bu zan onun en büyük zaafını da oluşturmaktadır. Tehlikeli, yok edici, egemen gücün aşırı yükseldiği yerde kurtarıcı gücün de ortaya çıkışı bir tarihsel kural bir ilahi yasadır. Bunu şimdilik buraya not edip geçelim.

Konumuz Siyonizm’in gizli ve açık aktörü olarak temayüz ettiği egemenlik düzeninin insanları nasıl hukukun dışında bırakarak yaşamaya mahkûm ettiği, nasıl “çıplak hayat” üzerinden işlediği. Bu çıplak hayatın paradigmatik figürü, Giorgio Agamben’e göre “homo sacer” idi. Nazi örneği üzerinden bu egemenlik mantığını ele alan Agamben için homo sacer, toplama kamplarındaki Yahudi idi. Yahudi üzerinde uygulanan bütün istisnai hukuk ihlalleri aslında yeri geldiğinde bunun herkes için uygulanabileceğinin bir gösterisiydi.

Yahudi istisna edilebiliyorsa, bu istisna herkes için bir kaide haline gelebilir. İnsanlık ayağını denk alacak bu egemenlik karşısında. Rububiyet iddiasındaki bir egemenlik, Firavuni bir taşkınlık ve azgınlık örneği. Bugün bütün insanlığı Gazze üzerinden bir homo sacer mesabesine indirgeyerek aynı egemenlik anlayışını somutlaştıran........

© Yeni Şafak