Sefer abi kırmızı çizgimiz
Mezarlığın kapı girişinde oturmuşlar merdivene bir şeyler yiyorlardı.
Anne kaldırıma bir bez sermiş, bezin üstünde bir parça ekmek ve ne olduğunu anlayamadığım yiyecekler vardı.
Genç kadının bir tarafında 3 yaşlarında bir kız çocuğu diğer tarafında 6 yaş civarında bir erkek çocuk vardı.
Yanlarından geçerken oğlanla göz göze gelince selam vermek için, “Afiyet olsun” dedim.
Elindeki ekmek arası yiyecekle kapalı bir içeceği bana uzatarak, “Al” dedi.
“Sağ ol” dedim.
Çocuk ama hayat erken büyütmüş.
Biyolojik yaşı 5-6, ruhsal yaşı 15-16
-“Baban nerede” dedim.
-Ekmekten bir parça ısırdı ve “Apiste” dedi.
-“Neden hapse girdiğini biliyor musun” diye sordum.
-“Irsızlık yaparken yakalandı” dedi.
Günlük yaşıyorlardı.
Gerisi de çok önemli değil zaten.
Bugün var, yarın yok.
**
“Marketler tıklım tıklım, otoparklarda araba koymaya yer yok, her yer insan kaynıyor” diyordu orta yaşlı bir kadın otobüsün içinde otururken yanındakine.
Muhtemelen tanışmıyorlardı ama kadın yol boyunca laflamak için söyleniyordu.
-“Haklısın” diye cevap verdi kadın ve devam etti; Ben de Siyami Ersek kalp hastanesinden geliyorum. Orası da çok kalabalıktı. Kardiyoloji polikliniğinin 219’uncu hastasıymışım.
EKG çeken sağlık çalışanı kız, “Abla burada her gün........
© Yeni Şafak
visit website