Yeni “genç Türkler”in fikirleri nereden?
Batı’nın bizimle ilişkisi üzerine kafa yoranlar, genel olarak Avrupa fikir âleminde Doğulularla ilgili yargıların doğruluğu ve yanlışlığı üzerine de kafa yormuşlardır. Aslında bu düşünme biçimi kuşakları birbirine bağlamış ve nesillerden nesillere aktarılmıştır. Avrupalıların farklı alanlardaki yanlış kanaatlerini düzeltmenin ve doğrusunu ortaya koymanın önemli olduğu düşünülmüştür. Oryantalistlerin doğu hakkındaki düşüncelerinin doğruluğu ve yanlışlığı, en azından, Namık Kemal’den itibaren geçerli olan bir düşünme biçimidir. Buna karşın oryantalistler ise Doğu-İslam dünyası hakkında ürettikleri fikirlerin doğruluğu ve yanlışlığından ziyade üretimin kendisine odaklanmışlardır. Hatta zaman içinde üniversitelerine kabul ettikleri hoca ve öğrenciler de bu sürece dâhil oldu. Onlar da Doğu-İslam dünyası hakkında fikir üretim sürecine katkılarıyla şöhret buldular.
Batı’nın Doğu hakkında ürettiği fikirlerin yani oryantalist zihniyetin eleştirisi elbette önemliydi. Başka bir çıkış yolu bulana kadar üretilen fikirlerin yanlışlığını düzeltmek, en azından nefis müdafaası için gerekliydi. Fakat oryantalistlerin en temel ve değişmez yargıları esas olarak Batı’nın müstemleke siyasetinin içinde şekillenmişti. Buna rağmen bizim tarafta doğruluk ve yanlışlık üzerine kafa yorma genel bir hâldi ve bu hâl zamanla kök saldı. Bunun sonucunda savunmacı bir refleks gelişti. Kanaatime göre İslamcılık ile birlikte anti-kolonyalist fikirlerin bir kısmının savunmacı bir zihniyetin ürünü olduğuna dair fikirler de buradan kaynaklanmıştır. Fakat İslamcılık ve birtakım........
© Yeni Şafak
visit website