Onların hayatı roman
Karşı kaldırımda aheste adımlarla yürüyen kırmızı tişörtlü ve kot pantolonlu delikanlı benim oğlum değil. Benzemiyor da zaten… Tıpkı oğlumun bana benzememesi gibi…
Benim oğlum bana benzememeye yemin etmişti. Bir zamanlar benzer bir karardaydım. Çuvalladığımdan babamın burun hizasından öteye düşmemiştim. O ise benden farklı olarak bunu başarmıştı. Sırf bana benzememiş olmak için yüzmeyi öğrendi, 18 yaşını doldurur doldurmaz ehliyet aldı.
Farklılıklarımız bu ikisinden ibaret kalmadı elbette.
Oğlum nasıl öğrendiyse elinden her türlü tamir işi gelen, tek başına yaşarsa sıkıntı çekmeyecek birine dönüştü. İnsanlarla kolayca diyalog kurdu ve birkaç kişi yan yana gelince en çok dikkat çeken, diğerlerinin bazen farkında bile olmadan lider seçtiği biri oldu.
Bazen babamın fotoğrafına bazen de aynaya bakarak aramızdaki farkları net bir şekilde görüyor, kendi hüsranımla oğlumun başarısı arasında gidip gelirken gurur mu yoksa eziklik mi duyacağıma bir türlü emin olamıyordum.
Bazen düşünüyorum da bebek yaştan beri gözlerini iri iri açıp........
© Yeni Şafak
visit website