Türkiye’de din ve Diyanet algısı-II
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve milli güvenliği, Türk toplumunun huzur ve barışı için en önemli resmi kurumlardan biri, hiç şüphesiz Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Dindar çevrelerde zaman zaman, seküler çevrelerde ise sık sık DİB aleyhine bir takım eleştirilere şahitlik ediyoruz. Elbette ki her kurumun bazı eksiklikleri vardır. Ancak her iki kesim tarafından “DİB’in faydası mı çok, zararı mı?” diye sorulmalı ve buna göre hüküm verilmelidir. Bendeniz, şunu çok açık bir şekilde ifade etmek isterim ki; şayet DİB olmasaydı, Türkiye’de camilerin çoğu çeşitli cemaat ve STK’ların kontrolünde olur ve “filancacıların camisi” diye anılır, bir kısmı da radikal örgütlerin propaganda merkezi ve belki de cephaneliği haline dönüşebilirdi. Böylece camiler birliğin değil, ayrışmanın sembolü olurdu. Sırf bu açıdan bakıldığında bile, DİB’in ülkemiz için ne kadar önemli bir kurum olduğu anlaşılacaktır. Dolayısıyla özellikle dindar kesimin, ülkemizdeki en önemli dinî kurum olan DİB hakkındaki eleştirilerinde hassas olması gerekir.
Bu araştırmaya göre, Türk toplumunun p’e yakını DİB’in toplumun barış ve huzuruna katkı sağlayan bir kurum olduğunu belirtmiştir. Bu veri, DİB’in Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal güvenliği için ne kadar önemli bir kurum olduğunu göstermektedir. Yine toplumun p’e yakını, DİB’i güvenilir bir kurum olarak gördüğünü ifade etmiştir. Hem kurumsal yapısı hem de üst düzey yöneticileri hakkında DİB aleyhinde bir grup basın-yayın organında ve sosyal medya hesaplarında kasıtlı, sürekli ve örgütlü bir şekilde itibar zedelemeye yönelik yayınlar yapılmasına rağmen, toplumun büyük çoğunluğu nezdine DİB’in hâlâ güvenilir bulunması, oldukça kıymetli bir veridir.
“DİB, tüm Müslümanlara hizmet etmektedir.” cümlesine katılanların oranı p; DİB, siyaset üstü bir kurumdur.” cümlesine katılanların oranı ise ` civarındadır. Bu veri,........
© Yeni Şafak
visit website