Gazze’de bayram İstanbul’da matem!
Bayramın tadını oruç tutanlar çıkarırmış. Matemin büyüğünü de, kaybı büyük olanlar yaşarmış. Mübarek ramazanın hitamına geldik. İki gün sonra bayram… Bayramı en çok kimler hak etti dersiniz? Elbette ki orucu her manasıyla tutanlar. Aylardır, “tek dişi kalmış canavar suretindeki medenî dünya”nın gözleri önünde, kendilerini “uydurdukları tanrılarının seçkin kulları, diğer bütün milletleri ise, kendileri için yaratılmış kölecikler güruhu” olarak gören; dahası, “ataları Yakub’un, tanrıları ile güreşip onu yendiğine” inanan narsist şizomanik bir milletin kurduğu terör devletinin en ağır silahlarla en acımasızca saldırdığı Gazzeliler, bir aydır değil, sekiz aydır oruç tutuyorlar. Hem de yalnız açlık ve susuzluktan ibaret olan oruç değil. Evsizlik orucu, yurtsuzluk orucu, evlâtsızlık orucu, eşsizlik orucu, ana-babasızlık orucu, sahipsizlik orucu… İşte gerçek orucu onlar tuttu ve onlar hak ettiler bayramı. Onlara yapılan bu zulmü çaresizce seyreden, bir şeyler yapmak istese de yapamayan bizler ise, matemin büyüğünü yaşayacağız. İki milyarlık İslâm âlemi olarak “ümmet” bilincini, “vahdet” şuurunu ve “kuvvet”imizi kaybedişimizin matemini… Yeni Selahaddinler, yeni Fatihler yetiştiremeyişimizin matemini… İşte bu sebeple; aylardır orucun her türlüsünü bütün asaletleriyle tutan Gazzeliler hak ettiler bayramın tadını çıkarmayı. Bizse, kaybettiklerimizin büyüklüğü nispetinde hak ettik derin yasımızı tutmayı.
Peki, ya -sözüm ona- medenî dünyaya ne demeli? Özellikle son dört asırdır, kendilerini dünyanın efendileri olarak gören, olanca kibirleriyle dünya milletlerine bilim, felsefe ve ahlâk öğretmenliği yapan, rönesansıyla, hümanizmasıyla, aydınlanmasıyla çıktığı yolun nihayetinde “tarihin sonu”nu getirdiğini, insanlığın yükselebileceği nihâî zirveyi yakaladığını iddia eden küstahlık ve kibir âbidesi medenî dünya… Kendini insancıl ve adil, ötekini barbar ve zalim gören medenî dünya… Gazze’de masum bebeler katledilirken, neredeydi bu medenî dünya? Sessiz ve tarafsız bile kal(a)madı. Bebekleri, kadınları, hastaneleri, ambulansları bombalayan katillerin yanında yer aldı. Hem de sadece siyasetçileriyle değil, yaşayan en büyük düşünürler olarak gösterilen sözde filozoflarıyla da… Ne........
© Yeni Şafak
visit website