Hayattan gasp edilen yıllar
“Genç kimdir?” sorusunu cevabını bilemediğimiz, bilemeyeceğimiz, çünkü gerçek bir merakla zaten sormadığımız bir soru olarak ortaya bırakmıştık bir önceki yazıda. Yanlış anlaşılmasın, aslında herkesin kendince çok güvendiği, yüksek sesle seslendirdiği ve aslında dikte etmek istediği bir tarifi var gençler hakkında. Ancak bu tarifler daha çok ‘genç’ deyince bundan ne anlamak istediğimizle ilgili, gerçeklerle değil! Acizâne kanaatim, bu konuda söylenen sözlerin neredeyse tamamı yukarıdan aşağıya doğru söylenen buyurgan ve ezber sözlerden, boş hamasetten, afaki çıkarımlardan ve kolaycı beklentilerden ibaret... Görmezden gelmekte deli gibi ısrar ettiğimiz nesiller arası derin iletişimsizliği tam da bu noktada kolayca teşhis etmek mümkün!
Öncelikle şunun adını koyalım; çocukluğu gasp edilmiş çocuklardan ve gençliği elinden alınmış gençlerden, bu dönemler boyunca hayatın içinde yaşamaları gereken her türlü insani tecrübeden mahrum bırakılmış nesillerden söz ediyoruz bugün artık.
Doğal çevrelerinden koparılmış, afaki ve kurgusal hedeflere kilitlenmiş, analitik kabiliyetler geliştirmek yerine ezberciliğe yöneltilmiş (MEB’in müfredat yenileme ve seyreltme çalışmalarından haberdarım ve ümitli olmak istiyorum. Öte yandan problem daha fazlasını gerektirecek kadar çok boyutlu ne yazık ki!),........
© Yeni Şafak
visit website