Eğer öleceksem, umut vermeli, destan olmalı
Her ölüm elbette çok acı, büyük üzüntü veriyor. Ancak bazı ölümler acıyı insanın kalbine çiviyle çakıyor. Gazzeli yazar, şair Rıfat el-Arir’in ölümü bende o etkiyi yarattı. Gazze İslâm Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı ve yaratıcı yazarlık profesörü, aktivist, “Sayılardan İbaret Değiliz” projesinin kurucusu, “Gazze Cevap Yazıyor” kitabının editörü. TEDx’deki harika konuşması ve 7 Ekim’den bu yana Gazze’den paylaşımlarıyla tanıdığım ve derin muhabbet duyduğum genç bir akademisyen olan Prof. Arir, İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda erkek kardeşi, kız kardeşi ve dört çocuğu ile birlikte öldürüldü.
Kasım ayında yazdığı “Eğer benim ölmem gerekiyorsa, Sen yaşamalısın hikâyemi anlatmak için” dizesiyle dünyanın kalbine saplanan hançer gibi bir vasiyet ve miras bıraktı. İsmini kalbimize adeta çiviledi. Instagram’da hakkında pek çok yorum vardı. Bir tanesi film yapımcısı olan Dan Cohen’e ait. Diyor ki Cohen, “Gazze Ölüyor belgeselini yaparken kendisini üniversitede ziyaret ettim. Öğrencilerine Yahudilik ve Siyonizm arasındaki farkı öğretiyor, İngiliz edebiyatı ve şiiri kullanarak bu iki olayı birleştirmeye çalışan Siyonist propagandaya karşı bir bilinç veriyordu. Şok edici İsrail suçları hakkında tanıklık eden mahallesindeki yaşlılara ulaşmama yardım etti. Son görüşmemizde ona Gazze’de geçirdiğim zamanı Nazilerin Varşova Gettosu’nu belgeliyor gibi hissettiğimi söylemiştim. Yazılarının gelecekte bir ‘Siyonizm Kurbanları Müzesi’nde yer alacağına söz verdim. Refaat Gazze ve Filistin hakkında iyi ve saf olan her şeyi kucakladı. Unutulmayacak mirası nesiller boyu yaşayacak …”
Bir Siyonizm Mağdurları Müzesi kurulacaksa eğer Rıfat orada bizim mihmandarımız olacak. 21.yüzyılın bu büyük katliamı Arir ile edebiyat tarihine kazınacak. Ülkemdeki edebiyat öğretmenlerine buradan seslenmek istiyorum. Lütfen öğrencilerinize bugünü ve bu şiiri anlatın. Ve Rıfat el- Arir ismini onlara öğretin. İsrail’in elinden düşürdüğü kalemi yerde........
© Yeni Şafak
visit website