Türkiye-Yunanistan diyaloğu: Yeni bir dönem mi?
En başta cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Türkiye ve Yunanistan hükümet yetkilileri yakın zaman içinde ‘farklılıklara rağmen diyaloğu sürdürme’ kararlılıklarını açığa vuruyorlar.
Bu kararlığın bir sonucu olarak, Erdoğan, ‘bir gece ansızın’ değil, ama güpegündüz, önceden titizlikle hazırlanan Yunanistan ziyaretini gerçekleştirdi. Hatta ziyaretten aylar önce, Atina yakınlarında kurulu olan ve PKK yandaşlarının barındığı bilinen Lavrion Kampı’nın kapatıldığı, Yunan yetkililer tarafından açıklanmıştır.
Böylece, Erdoğan’ın ziyareti sırasında duyurulması öngörülen ‘ilişkilerde yeni dönem’ müjdesi için özellikle Türkiye kamuoyunda olumlu bir hava yaratılmış oldu.
Özellikle Erdoğan’ın, ikili ilişkilerde yeni bir dönemden bahsetmesi ve ziyareti sırasında Türkiye ve Yunanistan arasında ‘çözülemeyecek bir sorunun bulunmadığını’ ilan etmesi, Türkiye’nin mevcut durumdan hiç de hoşnut olmadığının ve mevcut durumu dönüştürmek istediğinin bir göstergesi sayılabilir.
Özellikle, Türkiye ve ABD arasında Süriye’nin kuziyiyle ilgi bir çatlağın derinleştiği bir dönemde ve Gazze’deki savaş nedeniyle, Türkiye-İsrail ilişkilerinin kısa vadede onarılamayacak derecede ağır hasar görmesinden sonra, Türkiye-Yunanistan diyaloğunun önemi, Erdoğan açısından paha biçilmezdir.
Erdoğan’ın Atina ziyareti sırasında şimdilerde 5 milyar dolar olan iki ülkenin toplam ticaret hacminin iki katına çıkarılma hedefinin belirlenmesi ve iki taraf arasındaki farklılıkların gerilime yol açmasına fırsat verilmeyeceğinin bizzat Erdoğan tarafından açıklanması oldukça önemli bir başlangıçtır.
Bununla birlikte, bu olumlu başlangıç, iki ülke arasındaki ilişkilerde ‘ihtiyaç duyulanı’ karşılamaktan henüz oldukça uzaktır.
Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz sınırlarının belirlenmesine ilişkin anlaşma, Ege’deki Yunan adalarının statüsüne ilişkin farklılılar, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge sınırlarına ilişkin derin görüş ayrılığı ve........
© Yeni Düzen
visit website