Filistin Halkını Koruma Sorumluluğu
Gazze’de, Hamas ve İsrail arasında devam eden savaşta tarafların, yani İsrail hükümeti ve Hamas’ın sivil kayıpları umursamadığı bellidir. İsrail hükümeti bu umursamazlığını, en başta sivillerin çatışma bölgelerinden mümkün olduğu kadar uzak tutulmasını önemsemeyerek ya da sivillerin yoğun olarak bulunduğu çok belli olan noktalara yaptığı gelişigüzel saldırılarla kanıtlamış durumdadır. İsrail’in askeri operasyonu Hamas militanlarına değil, belirgin şekilde, Hamas militanlarının siper yaptığı sivil nüfusa zarar vermeye devem ediyor. Hamas ise hem bir terör saldırısını başlatmak süretiyle hem de esir olarak alıkoyduğu çoğu İsrailli sivili bir pazarlık unsuru olarak kullanarak ve İsraille savaşı her koşulda kabul ederek Gazze’de yaşayan Filistinli sivillerin dramına ortak olmuştur.
Onbinlerce Gazzeli sivilin hayatını kaybetmesi ve savaşın devam etmesi durumunda, daha fazla sivil insanın ölümle burun buruna gelecek olması, Gazze’de sivil bir hayatın yeniden kurulmasının giderek daha da zorlaşması ya da daha açıkçası Gazzelilerin, bu savaş nedeniyle kendi topraklarından zorla çıkarılma tehlikesinin devam etmesi, bir ‘etnik temizlik’ ihtimalini güçlendirmektedir.
1948 tarihli BM Soykırım Sözleşmesi bir grubun fiziki varlığını, tamamıyla veya kısmen sona erdirecek yaşam şartlarını kasten yaratma girişimini bir soykırım eylemi olarak tanımlamıştır.
Gazze’ye giden insani yardımların İsrail tarafından engellenmesinin sistematik bir hal alacağının ve bu nedenle Gazze’de yaşayan Filistinlilerin ölüme mahküm edileceğinin anlaşılması nedeniyle Batılı devletler birtakım önlemler almaya ve uygulamaya yönelmiştir.........
© Yeni Düzen
visit website