“Panaya Hrisopolidissa Kilisesi'nin kuzey kapısı neden örüldü?”
Ahmet Said Sayın
(Çok değerli arkadaşımız Ahmet Said Sayın, “Ben Girneliyim” başlıklı moderatörü olduğu sosyal medya grubunda, çoğumuzun bilmediği bilgileri paylaşarak, “Panaya Hrisopolidissa Kilisesi’nin kuzey kapısının bir zamanlar neden örüldüğünü” anlatıyor... Ahmet Said Sayın’a göre, Panaya Hrisopolidissa Kilisesi’nin kuzey kapısının örülme nedeni, Kıbrıslırumlar’ın bu kapıyı uğursuz görmesi... Ahmet Said Sayın arkadaşımızın bu değerli araştırmasını okurlarımızla paylaşıyoruz... S.U.)
“... 1789 Fransız devrimi ardından oluşan ulusal düşünceler ve milliyetçilik akımı, Avrupa'da birçok bağımsızlık hareketini tetiklemişti. Türk milliyetçiliği de bu dönemin bir getirisi olduğu gibi bir diğeri de Yunan Milliyetçiliğiydi. Yunan milletinin Osmanlı egemenliğinden kurtulması ve Bizans İmparatorluğu’nun yeniden örgütlenmesi için başta Mora yarımadası, İstanbul, Balkanlar ve Ukrayna'da yaşayan tüccar Rumların 1818 civarında kurduğu Filiki Eteria (Dostlar Birliği/Philiki Eteria) isimli gizli örgüt Osmanlı coğrafyasında yaşayan Rumlar arasında süratli bir örgütlenme içine girmişti. Kıbrıs Başpiskoposu Kiprianos da örgüte katılmıştı.
Filiki Eteria'nın lideri konumundaki Alaksander İpsilanidis, 1820 yılında Başpiskopos Kiprianos ile temasa geçerek, silahlı bir devrime hazır olunmasını istedi. Bu sırada Osmanlı istihbaratı boş durmuyor ve bu örgütlenme hakkında her yerden bilgi topluyordu.”
“SURİYE’DEN 4 BİN KİŞİLİK ORDU KIBRIS’A KAYDIRILDI...”
“Padişah II. Mahmut, bu örgütün üyeleri ve sempatizanlarının derhal yakalanmalarını ve katledilmelerini emreden bir ferman verdi. Çünkü birçok eyalette büyük bir isyan tehlikesi belirmişti. Sadrazam ve vezirlerin telkini ise ele başlarının ele geçirilmesi ve suçlu ile suçsuzların ayrılması yönünde olmuştu.
Kıbrıs’ta bulunan Osmanlı valisi Küçük Mehmet Paşa İstanbul’a, Kıbrıs vilayetinde ileri gelen Rumların bazı hazırlıklarını ve olası silahlı kalkışmasını ihbar eden bir mektup yolladı ve adanın ek kuvvetlerle desteklenmesini istedi. Bunun üzerine Suriye’den 4,000 kişilik bir ordu Kıbrıs’a kaydırıldı. Halbuki Kiprianos silahlı mücadeleye girişmek yerine örgüte sadece mali yardım ve lojistik destek sağlama fikrindeydi çünkü Kıbrıs’ta Osmanlı idaresine karşı girişilecek top yekün bir kalkışmanın felaketle sonuçlanacağını öngörüyordu.
Filiki Eteria’nın propoganda çalışmaları Kıbrıs Rumları arasındaki bazı kesimlerde ses buldu. 25 Mart 1821'de Yunan Bağımsızlık Savaşı başladığında, Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan'da savaşmak için büyük sayılarda ayrılırken, adanın her köşesine bildiriler dağıtıldı.”
“SERTLİK YANLISI BİR PAŞA...”
“Vali Küçük Mehmet Paşa ise, baştan beri sertlik yanlısı bir tutum sergilemişti. Kıbrıs’tan kitleler halinde savaşa gidilmesi ise Paşa’nın olağanüstü bir tepki vermesine yol açtı. Suriye’den gönderilen ordunun desteğiyle, köylere baskınlar yapan Mehmet Paşa, Rumlar’ın tüm silahlarına el koydu ve Kıbrıs Rumları’nın önde gelen önderlerini tutukladı. Başpiskopos Kiprianos durumun ağırlaşması üzerine diğer metropolitler ve bazı yakınları tarafından adayı terk etmeye davet edildi ancak konumundan dolayı Kiprianos kaçamayacağını açıkladı.”
“BAŞLARI KESİLEREK VEYA ASILARAK İDAM EDİLDİLER...”
“Sonunda, 9 Temmuz 1821'de Küçük Mehmet Paşa, Lefkoşa şehrinin surlarla çevrili semtlerinde dışa açılan kapıları kapattı ve aralarında Baf Piskoposu Hrisanthos, Ktima Piskoposu Meletios ve Girne Piskoposu Lavrentios'un bulunduğu önemli sayıda kişinin başları kesilerek veya asılarak idam ettirdi. Başpiskopos Kiprianos, Hrisantos, Lavrention ve diğer piskoposları Lefkoşa’da bulunan, bugün Sarayönü meydanına adını vermiş, Venedik döneminden kalan (Günümüzde Yüksek Mahkeme’nin olduğu yerde) Konak’ın karşısındaki ağaçlara astırdı ve ölü bedenlerini günlerce teşhir etti. Yaşanan bu olaylar ve olağan üstü tedbirler binlerce Rum’un Kıbrıs’tan kaçmasına yol açmıştı.”
“KAPI ÖRÜLÜYOR...”
“Girne piskoposu Lavrention, 1821 yılında Metropolit (Piskobosluk) binası olan Hrisopolitissa Kilisesi’nde tutuklanıp kuzeye bakan kapısından çıkarılarak Lefkoşa’ya götürülmüştü. İşte bu sebeple Girneli Rumlar, lanetli........
© Yeni Düzen
visit website