menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gülten Akın ve “Büyü”

6 13
14.07.2024

Türk şairinin dev kalemlerindendir Gülten Akın. Bu büyük şairin 12 Eylül darbecileri tarafından yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980’de 17 yaşında idam edilen Erdal Eren'e ithafen, yazdığı Büyü şiiri, büyük yankı yaratırken, Kemal Sahir Gürel tarafından bestelenmiştir.

İnceliklerin şairi Gülten Akın, yaşadığı dönemde Fazıl Hüsnü Dağlarca öldükten sonra otoriteler tarafından “Yaşayan en büyük şair” olarak ilan edilmiştir. Cemal Süreya da “Ümmüşiir/Şiir Anası” olarak anar Gülten Akın’ı.

Oyunlar da kaleme alan Gülten Akın şiirinde en çok toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini işledi.

Bir röportajında “Ben İkinci Dünya Savaşı’nı gördüm ve 90’lara geldiğimiz zaman bile ben bu yaşamın daha güzel olabileceğine dair bir takım umutlar besledim. Bakın yaşam nedir? Yaşam gerçektir, yaşam düştür. O ikisi bir açıyı taşısalar da yaşam bu ikisi birlikteyken ancak yaşamdır. O ikisini birbirine yaklaştıracak şey de yani düşten gerçeğe insanın geçebilmesini sağlayan şey de umuttur. Bu umut kaybolduğu, gerçekle düşün arası çok açıldığı zaman tam bir trajedi oluşuyor. İnsan yaşamında, ilişkilerinde, dünya ile insan arasında bir bölünme, parçalanma oluşuyor. Ve şiddet buradan çıkıyor. Düşün yaşama dönüşebileceği umudu olmadığı zaman bu şizofrenik bir bölünmeye sebep oluyor. İşte dünyanın ve insanların sorunu bence burada” demişti Büyük Şair…

***

Büyü

Büyü de baban sana

Büyü de

Acılar alacak

Büyü de baban sana

Büyü de

Yokluklar alacak

Büyü de baban sana büyü de

Bitmez işsizlikler açlıklar alacak

Büyü de

Büyü de baban sana

Baskılar işkenceler alacak

Kelepçeler gözaltılar zındanlar alacak

Büyü de

Büyüyüp de on yedine geldiğinde

Büyü de baban sana

İdamlar alacak

***

Türkünün bestelenme öyküsünü sosyal medya hesabından anlatan Kemal Sahir Gürel, şunları yazar:

"1986 yılında aklımdan melodiler geçiyor. Ama henüz tam oturmamış.

Bağcılar-Parsellerdeki evimizin salonunda bağlama çalarken, Ahmet Naim abim elinde Cumhuriyet gazetesiyle odasından çıkıp bana gazeteden bir şiir gösterdi.

‘Bunu besteleyebilir misin?' diye sordu.

‘Bakayım, üzerine çalışayım’ dedim.

Evden çıkarken gazeteyi yanıma almıştım. Birkaç gün üzerimdeki........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play