KKTC sonsuza dek! Çok şükür!
Tatildeyim ya!
Dün ve bir önceki gün onlarca makale okudum...
Çoğu İngilizce...
Anlamakta zorluk çektiklerim de oldu; yapay zekadan falan yararlandım...
-*-*-
Bu İngilizler de bir garip yani!
Daily Telegraph gazetesi dün manşetinden yayınladı...
Neymiş?
Efendim, kanalizasyonu yöneten şirketin patronları, denizlere ve akarsulara sızıntı saptanması nedeniyle, 2’şer yıl hapis cezasıyla karşı karşıyaymış!
-*-*-
Aynı KKTC!
Binlerce binaya, villaya, apartmana, otele yarım metrelik kanalizasyon yapmadan inşaat izni veren devlet ve belediye var KKTC’de!
-*-*-
Ne yapıyoruz kanalizasyonu?
Vidanjörle çekiyor; ovalara boşaltıyoruz!
-*-*-
Başka?
Denize veriyoruz canım!
-*-*-
Yani demek istiyorum ki; Allah’a çok şükür buraları 1960’tan beri İngiliz sömürgesi değil!
Ve yine Allah’a çok şükür ki, buralardaki “KKTC” adlı devlet, gerçek bir devlet değil!
-*-*-
İngiliz 1960’ta Ada’yı devretmeseydi ya da 1974 olmamış olsaydı; şu anda kimlerin, kaçar yıl hapiste yatacağını hesaplayabilmek için mahkemelerimiz kilitlenecekti!
Çok şükür!
Allah bizi korudu!
Yaşasın KKTC!
Doğup büyüdüğünüz yer ve çözüm
Yeşilırmak’ta Vuni King Hotel sahibi Cemal Yorulmaz ile sohbet ediyoruz...
“Kıbrıs sorununu bizim çocuklarımız ya da torunlarımız daha kolay çözer” dedi...
“Nasıl?” diye sordum...
Anlattı...
-*-*-
“Kapılar açıldıktan yani Güney’e geçişler başladıktan sonra babamı ve oğlumu alıp Güney’deki köyümüzü görmeye gittik...”
-*-*-
“Babam, önce kendi doğduğu evin olduğu yere geldi... Nenem ve dedemi o evin bahçesinde otururken hatırladım... Babam, yıkılmış bahçe duvarını okşuyor ve sessizce göz yaşı döküyordu...”
-*-*-
“O evin hemen arka tarafındaki kendi evimiz daha........
© Yeni Düzen
visit website