Kıbrıs’ta ve Avrupa’da “Ortak Hikaye” yazmak!
Deneyimli siyasetçi Ferdi Sabit Soyer Avrupa Parlamentosu seçimlerinin önemine dair şöyle diyor: “Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar birbirlerini karşılıklı olarak suçlaya geldiler ama ne yazık ki ortak bir hikaye yazamadılar. İşte, Avrupa Parlamentosu seçimleri birlikte hikaye yazmak için büyük bir şanstır”.
Soyer’in bu saptamasını çok önemsiyorum.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin iki toplum arasında siyasal işbirliği için ortak bir kamusal alan yarattığına her zaman inanmışımdır.
Daha 1 Eylül 2003 tarihinde Filelefteros gazetesine verdiğim bir mülakatta bu konudaki görüşlerimi şöyle özetliyordum: “Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler hiçbir zaman birlikte oy kullanmadılar. Hem bağımsızlıktan sonra, hem de daha önceleri İngiliz yönetimi altında ülkenin siyasi yaşamı cemaat temelli olmuştur. Şu anda Avrupa Parlamentosu seçimleri bize etnisite-temelli bölünmüşlüğün üstesinden gelme ve siyasi bir sürece birlikte katılma fırsatı veriyor. Böyle bir sürecin önemi çok büyük olacaktır.”
Gerçekten de yaşamın tüm alanlarını etnisite temelinde tanımlamak, antagonist milliyetçiliklerden kalan ve ülkemizi çıkmaza sürükleyen kötü bir mirastır. Etnisite-ötesi siyasi-ideolojik birlikteliklerin yaratılması, içine sürüklendiğimiz kısır döngüden çıkmak için fevkalade önemlidir.
Bu elbette ayrı etnik grupların varlığını inkar etmek anlamına gelmiyor. Kıbrıs’ta kurulacak federal bir devlet ayrı etnik grupların varlığına ve siyasi eşitliğine dayanmak zorundadır. Fakat bu gerçeklik, ortak kamusal alan yaratma ve siyasal görüşler temelinde işbirliği yapmanın önünde engel oluşturmamalıdır.
Tam tersine, bu türden işbirlikleri federal devletin işleyişi bakımından yaşamsal öneme sahiptir.
Benzer bir tartışma, başka boyutlarda........
© Yeni Düzen
visit website