Suçluların iadesinde iş birliği esastır!
Uluslararası hukukta suçluların iadesi, bir devletin diğer bir devletin talebi üzerine, talep eden devletin yasalarına göre cezalandırılabilen ve talep edilen devletin sınırları dışında işlenen bir suçtan dolayı yargılanmak üzere bir kişinin yakalanıp iadesinin gerçekleştirdiği süreç olarak tanımlanabilir. İadeye tabi kişiler, bir suçla itham edilen ancak henüz yargılanmamış olanları; yargılanmış ve hüküm giymiş olup ülke dışına kaçmış olanları ve gıyabında hüküm giymiş olanları kapsar.
Tarihsel süreçte, devletlerin birbiri arasında suçluların iadesi konusunda yaptığı anlaşmalar, 13. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Suçluların iadesine dair ilk anlaşmanın Mısır Firavunu 2. Ramses ile Hitit Kralı 3. Hattuşili arasında yapıldığı öngörülmektedir.
Devletler genellikle “ceza hukukunun ülkeselliği” ilkesine göre, özel ulusal çıkarlarının korunması haricinde, ceza yasalarını kendi devlet sınırları dışında işlenen fiillere uygulamazlar. Bununla birlikte devletler, suçlarla mücadeleye yardımcı olmak amacıyla, suçluların adalete teslim edilmesinde iş birliği yapmaktadır. Devletler, çıkardıkları yasalarla, diğer devletlerle yaptıkları ikili ve çok taraflı anlaşmalarla ülkelerinde bulunan ve diğer bir devlet tarafından istenen suçluları, iş birliği esasına uygun olarak, iade etmektedir.
Bir suçlunun, suçluların iadesine ilişkin anlaşma ve bu alandaki uluslararası teamüller göz ardı edilerek, sığındığı devlette başka bir devletin ajanları veya onun adına hareket eden kişiler tarafından yakalanması ve zor kullanılarak ülke dışına çıkarılması uluslararası hukuka aykırıdır. Ancak yine de zaman zaman bu tür eylemlerin gerçekleştirildiği görülmektedir.
İadeyi istemek yerine, aracılar kullanarak ülke dışına zorla kaçırma yönteminde, uluslararası hukuk literatürüne girmiş ünlü bir örnek de bulunmaktadır: Adolf Eichmann.
Adolf Eichmann, İkinci Dünya........
© Yeni Düzen
visit website