Çocukları onları affediyor
Yaşadığımız onca rezilliğin temelinde “biz değiştiremeyiz” duygusunun yattığını düşünüyorum.
“Değiştirmeye gücümüz yetmiyorsa bu düzene razı olalım ve kendi menfaatimize bakalım.”
İşte o zaman küçük hesaplar giriyor devreye.
Dümeni kendi hayatına doğrultuyor hatırı sayılı bir kitle…
Döküldükçe dökülüyoruz.
***
Talimatla, buyrukla, dayatmayla bir yaşam kabulleniliyor.
Modern kölelik bunun ismi…
Tek farkı var.
Daha gösterişli, görkemli, konforlu bir hayat yaşanıyor.
Kapatıldığımız kafesin içi süsleniyor.
Yemleniyoruz, sulanıyoruz, seviliyoruz ve kafesin içinde tutuluyoruz.
Haysiyetin, geleceğin, insanlığın bir değeri yok.
Uçamıyorsun!
Böylesi bir talebi de hainlik görüyorlar zaten…
***
Elektrikte örneğin…
Hem bir tomar para ödüyor, hem de karanlıkta kalıyoruz.
Üstelik birileri bizim paramızla zengin oluyor.
Özel yasayla, ihalesiz!
Alım garantili...
Siyaseti, medyayı, sivil toplumu kuşatıyor bu şirketler...
Hayatlarımızı zindana dönüştürüyor.
Bir ayda 17 bin insanın elektriğini kesiyorlar, bin lira borcu için!
Ama milyonlarca lira borcu olana dokunmuyor, özel tarife uyguluyorlar.
Bu "ayrıcalıklı" şirketlerin tümü Türkiye'den adaya taşınmış.
"Asker, bayrak, güvenlik, garanti" diye diye yandaşlarını besliyorlar.
Yine o duygu hali çıkıyor karşımıza: "Ne yapabiliriz, değiştiremeyiz."
Çünkü kimse de cesaretle, kararlılıkla, özgüvenle "bunların hepsi gidecek" diyemiyor.
Bağırmak, çağırmak, dövünmek ve söylenmekle hesap sormak arasında ciddi fark vardır.
O farkı yaratamıyoruz.
***
Son 50 senede yaşadığımız onca rezilliğin hangisinde Kıbrıslı Rumların suçu var söyler........
© Yeni Düzen
visit website