menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SON HAFTANIN ORTADOĞU BİLANÇOSU: FÜZELER, VURULAN HEDEFLER, SÜREN BELİRSİZLİK

4 0
05.02.2024

El yükseltmeye karşı el yükseltme: Basit bir denklem değil!

İlki, yani bu birbirini vurma hali nasıl bir tırmanmayı tetikleyecek sorusu, ABD’nin cuma akşamı Irak ve Suriye’de İran destekli milislere yönelik, cumartesi akşamı İngiltere ile beraber Husilere yönelik düzenlemiş olduğu misilleme saldırılarından sonra yeniden soruldu doğal olarak. Biden Yönetimi, Direniş Eksenine yönelik taktiğini “el yükseltmeye karşı el yükseltme” olarak açıklamış durumda. Bu bölgede 7 Ekim’den itibaren süregiden misilleme-karşı misilleme çemberini açıklıyor ama sahadaki gerçeğin çok azını yansıtıyor. Herkes de bunun farkında. Sahadaki gerçek, el yükseltme ile tansiyon düşürme hamlelerinin yan yana gittiği çok cepheli bir savaş görüntüsünde. İran geçtiğimiz haftalarda Kuzey Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinin yanında Pakistan’ı da vurmuştu hatırlanacaktır. Taraflar karşı misillemeden sonra bir yanlış anlamaya mahal vermemek için çabucak diplomatik ilişkileri kurdular. Ama İran’ın bu hamlesinin stratejik ve psikolojik bir mesajı olduğu da açıktı yani Tahran nükleer caydırıcılığı olan bir aktörü karşı hamle yapmaya tetiklemeyi göze aldığını göstererek, bizzat misillemelerin parçası olursa el yükseltmeyi, gerçekten el yükseltme olarak sahaya süreceğini söylüyordu. Öte yandan, İran’ın gerçekten bu el yükseltme noktasına ulaşmasına da ihtiyaç var mı, diye soranlar var çünkü Direniş Ekseni militanları sahada bir orada bir burada bir buradaki grupla bir oradaki grupla yeterince zarar verici olduklarını kanıtladılar (-ki daha Hizbullah tam anlamı ile sahnede bile değil). Tahran, bu gruplar kimi zaman tam kontrolündeymiş, kimi zaman onlar üzerinde kontrolü yokmuş gibi takılabiliyor. Dolayısıyla bu tür milis güçler, hele ki iyi istihbarat ve teçhizat ile donatılmışlarsa, çok değerli o ara el yükseltme aracını oluşturuyor. Karşı tarafa da İran’ı doğrudan hedef almadan cevap vermek ve itişip kapışmayı kontrol eşiğinin ötesine taşımadan tutmak için stratejik fırsat veriyor. Vekalet savaşının doğasına hoş geldiniz.

Irak-Suriye-Ürdün: Mesaj acaba ne?

Geçtiğimiz hafta yine de bir kazaya sebebiyet vermemek için taraflar vururken de-eskalasyon/tansiyonu düşürme stratejisini rafa kaldırmadıklarını birbirlerine anlatmaya özen gösterdiler. Ürdün’de 3 ABD askerinin ölümü, birkaç onunun yaralanması ile neticelenen saldırıyı üstlenen Kataib Hizbullah yayınladığı bir açıklama ile ABD’ye yönelik saldırılarını askıya aldığını duyurdu. Bu duyurunun arkasında, Irak’taki dengeleri idare etmekte zaten çok zorlanırken, bir de yeniden ABD-İran vekalet savaşının sahası olmaya doğru giden Irak’ın baskıları olduğu görülüyor. Ancak açıklamanın tonu, İran’da resmi organlarda yayınlanırken bir iki satırının es geçilmiş olması bize İran’ın da olaya el koyarak, tansiyon düşürme mesajı verdiğini gösteriyor. Oysa Kataib Hizbullah’ın yaptığı saldırı ABD askerinin kanı dökülmesi meselesinden (bana sorarsanız ABD hükümetleri 2000’lerden itibaren bu konuda histeri yaratmıyorlar) daha önemliydi.........

© Yeni Birlik


Get it on Google Play