Misilleme cuması, ziyaretler cumartesisi: Ne anlama geliyorlar?
Bu doğru, İsrail Şam’daki konsolosluk saldırısı ile İran’ı doğrudan vurmaya cesaret ettiğini gösterdi. Ancak bu hamle el yükseltmek adına ne kadar provokatif olursa olsun, Netanyahu hükümetinden beklenmeyecek bir hamle değil. Netanyahu, Obama’ya karşı adeta bir muhalefet lideri olarak elinde bomba karikatürü ile Kongre’de dolaştığı günlerden beri İran’ı vurmaktan bahsediyor. Netanyahu’nun siyasi ömrünün tüm başarısızlıklara rağmen uzamasının temel sebebi İsrail toplumunun militarist etosu ve işgal konformizmi yanında bu öngörüsü (İran’ın direniş ekseninin ehlileşemeyeceği öngörüsü) büyük ihtimalle. Ayrıca İsrail’in bu tür eylemlerine olanak verecek sayısız ulusal güvenlik doktrini mevcut ve zamanında dolaylı yollarla (sabotaj, suikast, terör saldırısı vb) İsrail, İran’ı ve İran varlıklarını hedef almıştı. Ancak niyet olmak, ben vururum, vurabilirim hatta vurmalıyım demek ile gerçekten İran açısından bir daralma teşkil edebilecek çatışma dinamiğini harekete geçirmek arasında derin bir fark var. Netanyahu hükümeti bu ikilemi hatta çıkmazı yaşıyor. Elinde İran’ı hedef alabilecek kapasite, İran’ı vurma cesaretini göstermeye Tel Aviv’i iten motivasyon var, ama tırmanmanın risklerini bertaraf edecek ve en önemlisi işi bitirmesine izin verecek güç ve hareket serbestliği yok. İsrail’in Şam eylemi bu anlamda bir niyet gösterisinin ötesinde ABD’ye yönelik “ne olur bana destek ver, işi bitireyim” yakarışıydı. Eylemden ve İran’ın misillemesinden sonra retorik düzeyde yapılan kıvranışlar, ABD’nden istenilenin alınmadığını gösteriyor.
ABD’nin İsrail’e desteğinin sınırı
Bu cümle, Kongre’nin Ukrayna, Tayvan ve İsrail’e büyük bir yardım paketini onaylamasından sonra yazıldığından şüpheciler hemen itiraz edebilir ve şöyle diyebilir: “Olur mu, Washington İsrail’i desteklemeye kararlı. Biden Yönetimi, İran misillemesini Kongre’yi ikna için kullandı.” Bu cümlelere itirazımız yok, evet ABD, İsrail’i destekliyor ve evet Meclis oturumlarında üyeler Yeni ve Eski Ahit’ten alıntılar yaparak İsrail’in amacına (o amacın ne olduğu pek ifade edilmese de) destek vermeyi çok havalı buluyorlar ve yine evet ABD iç politikası Amerikan Müslümanlarının çırpınışına rağmen hala ve hala İsrail odaklı gündemi benimseme eğiliminde. Ama ABD, İsrail’i “işi bitirmek” konusunda donatmamış- bugün İsrail’in İran ile karşı karşıya kaldığında kendi caydırıcılığını tehlikeye atacak şekilde hamle yapma dışında bir alternatifinin olmadığını görmemiz temelde bundan. Netanyahu’nun İran konusunda ABD yönetimlerini ikna edemediğini biliyorduk, Trump döneminde dahi ABD İran’ı sınırlamak için İsrail’i dolaylı yollardan devreye soktu ve bölgesel bir savaş üzerinden Tahran’ı sınamayı hedeflemedi. Netanyahu ve Netanyahu gibilerin öfkesini de Kudüs kararı, Golan kaarı vs ile yatıştırmaya çalıştı. Bugün ABD’nin İsrail’in Gazze hedeflerine destek vermekle beraber (Filistin devletinin BM üyeliğini veto etmekten İsrail’e verilen askeri ve mali yardıma kadar uzanan büyük ve güçlü bir destek paketi) hala Tel Aviv’in İran’ı sınırlandırmak konusunda ihtiyaç duyduğu gerçek desteği sağlamadığını görüyoruz. Bu yüzden Netanyahu bir dakika önce, ABD yardımı için şükranlarını Washington’a iletirken bir dakika sonra stratejik otonomimizi (nasıl olacaksa) güçlendirmeliyiz açıklamalarında........
© Yeni Birlik
visit website