TEMİZE ÇEKMEK
Çocuklar doğuyor ve büyüyor.
Başlıyor, ana babaların çocukları ile ilgili fantastik hikayeleri.
Birçoğu doğurduğu çocuktan korkuyor.
O konuyu, kızın ile konuştun mu diyorum "yoooo ben ona soru soramam ki" diyor.
Analar babalar inanmak istediklerini mi, yoksa inanmadıklarını, inanıyor gibi mi anlatıyor bilemem.
Anaları, ya da babaları dinleyin bakın.
Ana babaların, alışveriş ettiği yerlere bakın
Ana babaların, yediklerine ve buzdolaplarına bakın.
Herkes kıt kanaat.
Kabul edelim ki hayat çok zor, ekonomi berbat durumda.
Öyle ise.
Herkes.
Çocuklarını anlatıyorlar, hepsinin çocukları maddi saadet içindeler.
Onu beğenmez, bunu beğenmez, onu yemez bunu yemez.
Oraya hiç gitmezler, ama işte buralara çok giderler.
Hep dışarıda yemek yerler.
Hep bilmem ne kasabından et alırlar.
Hep yurt dışındalar falan
Anladım diyelim.
Çocuklar şahane bir hayatın içinde, kendini şahane birşey sandırarak yaşıyorlar.
Düşünüyorum.
Çocuklar, eğer maddi saadet içindeyse, ana babalarına yardım etmezler mi?
Esasında yardım etmeleri gerekmez mi?
Çocuğunda yoksa anlarım, ama varsa anlamak çok zor.
Kendileri en pahalı peyniri yerken, ana babaların koşa koşa tarım kooperatifinden aldığı, süzme peyniri yemelerini seyrederler mi?
Uzun süredir, düşünüyorum.
Uzun süredir, kafamı kurcalayan çelişkiler var.
Analık ve babalık korkunç bir zaaf duygusu yaratıyor.
Zaafın nedir?
Çocukların ve olmayanlara........
© Yeni Birlik
visit website