Kadın-Erkek eşitliği: Yarış değil, yan yana yürümek
Sevgili okurlar
Gelin, samimi olalım. Yüzyıllardır kadın ve erkek arasında süregelen şu eşitlik meselesini bir türlü çözemediğimiz gibi, zaman zaman olayları fazla abartıp içinden çıkılmaz hâle getiriyoruz. Bir bakıyoruz, kadın hakları savunulurken erkekler şeytan ilan edilmiş, bir bakıyoruz, “erkek adam ağlamaz” klişesiyle
büyütülen nesiller hâlâ duygularını ifade edemiyor. Yani bir taraf haklıyken diğer taraf mağdur olmaya devam ediyor.
Oysa eşitlik, bilek güreşi yapmak değil, omuz omuza yürümek demek. Kadın ve erkek, doğanın birbirine sunduğu en büyük armağanlardan ikisi. Farklı olabilirler ama bu, birinin diğerinden üstün olduğu anlamına gelmez.
İyi haber: Kadın ve erkek aynı gezegende, birlikte yaşamaya devam edecek. O yüzden artık üstünlük savaşını bırakıp hayatı paylaşmaya odaklanmalı!
Tarih boyunca filozoflar da bu konuyu masaya yatırmış. (Tabii, genellikle masada oturanlar erkekti ama neyse!)
• Platon, kadınların da erkekler gibi filozof ve yönetici olabileceğini savunmuş ve “Kadın ve erkek arasındaki farklar yalnızca bedensel farklılıklardır; akıl ve yetenek açısından eşit olabilirler.” demiş. Bravo Platon! Sen bu lafı ettikten iki bin yıl sonra hâlâ kadınlar yöneticilik pozisyonlarında yeterince temsil edilmiyor ama olsun, iyi niyet önemli.
• İbn Rüşd, Orta Çağ’da “Kadınlar da erkekler gibi akıl sahibidir ve eğitilmeleri zorunludur. Onları eğitimsiz bırakmak, toplumun kendi potansiyelini yok etmesidir.” diyerek o dönemde bile kadınların eğitim
hakkını savunmuş. Orta Çağ’da bile bunu görenler varken,........
© Yeni Birlik
