Aşkolsun!
Bir anlık görüşün ismi aşktır, ama biçare genç, amansız bir nefis muhasebesiyle, bir yandan yaşadığı durumu adlandırmaya çalışırken, öte yandan günaha girmeden, yanlışlara düşmeden evliliğe giden yolu açmak çabasına düşer.
İşler öyle gelişmez tabii! Feyza, bu dindar gence kendini beğendirmek için yalana tevessül ederek, aslında kendinin de dindar olduğunu ama ailesinden ötürü inancı doğrultusunda yaşayamadığını duyurur, gence ümit verir. Lakin yalanı kısa süre içinde ortaya çıkınca, Bilâl'de büyük bir hayal kırıklığı olur ve sonuçta her ikisinin de kendi düşüncelerine uygun evlilikler yaptıkları ayrılmalara dönüşür.
İki ciltlik roman içinde sizli bizli belki iki kez konuşma vardır iki genç arasında. Ama bu güçlü aşkın tesiri romanın bütün sayfalarında okuyucuya geçer.
Aşk illetine tutulmuş olmak, günah deryasına düşmenin mazereti olmadığı gibi, her iki taraf da buna ne tenezzül, ne de tevessül edecek bir zafiyet göstermezler.
Yıllar sonra bir manifatura dükkânında bu kez tesettürlü bir Feyza'yı gören Bilâl'in, "Feyza Hanım" hitabına bile karşılık vermeden alelacele dükkândan kaçarcasına çıkan Feyza'nın gerekçesi, evli bir adama ümit verme korkusudur.
Hâlbuki Bilâl'in eşi vefat etmiş, kendisi eşinden ayrılmıştır. Bilmiyordur ve eski bir yarayı kanatmak, haramlara kapı açacak o ilgiden kaçınmayı tercih........
© Yeni Asya
visit website