Peygamber Efendimizin(asm) hayatında uhuvvet - 8
Münafıkların bu saldırılarından korunmanın bir diğer yolu ise, iman hizmetindeki aidiyetimizi ispatlayan, kardeşliği kuvvetlendiren ve her fikrin Allah’ın izniyle ortaya çıktığı istişareye başvurmaktır. İstişare, hakikatin farklı yönlerinin ortak akılla gün yüzüne çıkarılmasını sağlar.
İSTİŞARE
Mute Seferi’ne çıkılmıştı. Peygamberimiz (asm) Medine’de idi. Çok heybetli hiç yenilgisi olmayan komutan Hz. Halid bin Velid henüz yeni Müslüman olmuş ve ilk cihadı için o da orduda er olarak bulunuyordu. Peygamberimiz (asm) ordunun komutanlığını şu şekilde ilân etmişti: “Zeyd şehit olursa Cafer bin Ebu Talip, Cafer şehit olursa Abdullah bin Revaha yerine geçsin. O da şehit olursa Müslümanlar aralarında münasip birini kendilerine komutan seçsin” buyurmuştu. Evet Hz. Zeyd, Hz. Cafer ve Hz. Abdullah kedilerini şehadete hazırlamaya başlamışlardı bile. Savaş meydanına gelmişlerdi ve Peygamberimizin (asm) müjdesi gerçekleşmiş 3 Sahabe de şehadet şerbetini içmişti. Ordu çetin bir imtihanla baş başaydı. Mücahidler korku ve endişe hâlinde dağılacaklar mıydı yoksa içlerinden biri istibdatvarî bir tutum sergileyip komutanlık mı iddia edecekti yoksa komutanlık için birbirleriyle yarışacaklar mıydı, yoksa en lâyık kişinin etrafında tek........
© Yeni Asya
visit website