Alışkanlık telinde adalet uçurtması
Bu sözler, Şair Nefi ve Sultan İbrahim gibi meşhur zatların dahi kellesini almış olan Cellat Kara Ali’ye ait.
Cellatlık, Osmanlı’da pek sevilmeyen ve tercih edilmeyen bir meslek imiş. Devirlerinin infaz memuru olan cellatlar, genellikle Hırvatlardan ve Çingenelerden(!) seçilirmiş.
Cellatlar vazifelerini ifa ederken, merhamet ve kin gibi şahsi hislerini işlerine karıştırmamak için, idam mahkumlarının kim olduğunu, ne suç işlediğini bilmek istemezlermiş.
“Can almak” gibi korkunç bir eylemi devamlı tekrarlayan cellatlar için adam öldürmek bir süre sonra sıradan hale gelir, kalplerindeki şefkat ve merhamet duygusu da körelmeye başlarmış.
Rivayet o ki cellatlar hepten insanlığını kaybetmesinler, kalpleri kararmasın diye Osmanlı’da, belirli bir süre cellatlık yapanlar vazifeden azledilir, onlara latifelerinin yeniden canlanması için, çiçekçilik, sakalık gibi yeni görevler verilirmiş.
İdam mahkumularının akıbetleri hakkında söz söyleme hakkı olmayan, yalnızca kendilerine verilen görevi yerine getirmekle yükümlü cellatların dahi insaniyetleri düşünülüyor ise sanıkların hayatları üzerine söz söyleyen hâkimlerin insaniyetleri evleviyetle........
© Yeni Asya
visit website