Zorunlu Eğitim: Ruhun İğdiş Edilişi
Zorunlu Eğitim: Ruhun İğdiş Edilişi
AHMET CAN KARAHASANOĞLU
Sabah kızımın elinden tutup beton duvarlı bir binaya giderken, kendi çocukluğum geldi aklıma. Yakın, hüzünlü geçmişin tüm ezik hikayelerini soğuk beton duvar depreştirdi. Okuduğum ilkokulun çatlamış sıvasından direnerek filizlenen asi yaban otları belirdi gözümde. Ben de teneffüs aralarında diğerleriyle oynamak yerine, hep o yabani filizlenen ota bakardım. Duvarı delen o devasa güç nasıl bu kadar ince bir bitkiye nasib oluyordu? İşte o gün bugündür, hep o çatlaklardan fışkıran yabani otları gözlemlerim.
O yabani otlar gerçek hikayeler anlatır. Güller, begonyalar gibi narin değildir yabaniler. Her türlü kış şartlarında solmazlar. İşte o başarısız, derslerde uyumsuz çocuklar, bu çatlaklardan sızan bitkiler gibiydiler. Hepsi kırılgan bir incelikte görünüyordu ve fakat hepsi de son derece dirençliydi. Sıvaya tutunan o bitkiler gibi hayata tutunmak için delice bir ısrarla okuldan kaçtı o çocuklar. Ben bunları düşünürken bir anda zil çaldı. Cezaevlerinde hükümlülerin avluya çıktıkları bir alan vardır. Sonra bir zil ve tekrar içeri girilir. İşte tıpkı böyle bir hisle birlikte vicdan azabımı deşmeye devam ettim.
Tutsaklığın müziği gibi çalan okulun zili acımasızca kulak zarımı bombalıyordu.
Bir kâbustan uyanmış gibi bakındım etrafıma. O kadar tanıdıktı ki bu soğuk ses, bir an hayvan terbiyecisi çağrışımları geldi bilinçaltı mağarama. Hayvan terbiyecilerinin çoğunun psikolojik sorunu vardır. Olmayanları tenzih ederim. Bir canlıyı terbiye etme düşüncesinin gayesi kendi ahlaki zaaflarına konsantre olamamaktır.
Zorunlu eğitimin iğdiş ettiği bir zihnin yan ürünü olarak o devasa sisteminin........
© Yeni Akit
