Yılın son günü
Bugün yılın son günü. Yarın yılın 3 olan son rakamını 4 olarak değiştireceğiz. Yani eski yıla veda ediyoruz yeni yıla merhaba diyoruz gibisine anlam yüklediğimiz şey aslında bir rakam değişikliğinden ibaret.
Milenyum’a girdiğimizden beri rakamlar gözüme giderek daha büyük görünüyor. 2024 mesela, zihinsel ve kültürel yapısı 1900’lerin ikinci yarısında şekillenmiş biri için ne büyük bir rakam!
İnsan ister istemez fikrî ve vicdanî muhasebe yapmak maksadıyla önceki yılbaşı yazılarına göz atma ihtiyacı duyuyor.
2017’nin son günü kafayı Paul Klee’nin 1910 tarihli Angelus Novus (Yeni Melek/Tarih Meleği) tablosuna takmışım mesela. Walter Benjamin tabloyu yorumlarken, tarih meleğinin yüzünü geçmişe çevirdiğini, ölüleri diriltmek, parçalanmış olanı yeniden birleştirmek istediğini fakat geçmişin güçlü fırtınasına kapıldığı için kanatlarını kapatamadığını, fırtına tarafından sırtını dönmüş olduğu geleceğe doğru kara kapkara kanatlarını kanatarak kaskatı uçup gittiğini anlatır. Aslında korkunç bir yorumdur. O sırada (1940) Benjamin, Gestapo’dan kaçmakta, bir yandan da Tarih Üzerine Tezler’i yazmaktadır.
2016’nın son günü ise kafayı bu kez pişmanlığı çağrıştıran “pentimento” kavramına takmışım. Ressam bir tablo yapmış fakat pişman olmuştur. Eski resmin üzerine yenisini yapar fakat ihanete uğrar, çünkü vazgeçtiği eski şekiller ve renkler zamanla yeni resmin saydamlaşan boyasının gerisinde siluet hâlinde belirmeye başlamıştır. Buna “pentimento” denir. Eski olan, yeni olanın arkasında belirmekte, giderek onun yerini almaktadır.
Tarih Meleği ya da pentimento gibi mevzular bilinçaltı derin kaygıları ifade ediyor olabilir. Yoksa yeni yıl yazarken insanın aklına böyle tuhaf şeyler niye gelsin? Birincisi 1848-1968 dönemine gözlerini dikmiş olarak ne getireceği belli olmayan bir geleceğe doğru uçmanın yarattığı endişeyi, ikincisi ise insan zihninde tutunamayan bugünün hemen ardında geçmişin olanca ihtişamıyla belirmesini işaretliyor olabilir.
Neyse, zorlamayalım…
2019 yılının son günü, yeni yıla biri iç diğeri dış olmak üzere iki tehditle girdiğimizi saptamışım. Bu önemli (!) saptamanın ardından, “Dünya savaşını bertaraf etmeye gücümüz yetmez,” demişim. Çok doğru! “Fakat cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarını yeniden inşa edebilir ve gerek 2007’de gerekse 2013’te kendiliğinden toplanan, büyük bir basiretsizlik ve........
© Veryansın TV
visit website