Devlet ve toplum
Yavuz Alogan yazdı…
Devlet’in bağımsız bir akla sahip olmadığını, kendisini ele geçirenin aklıyla hareket ettiğini anlamış bulunuyoruz.
Bu noktada Devlet ile toplumu ayırıyoruz. Devlet’i ele geçiren, kendi aklını kullanarak toplumu dönüştürüyor. Önce toplumun tarihsel belleğine saldırıyor, onu silmeye çalışıyor. “Geçmişte olanlar sizin bildiğiniz gibi değil,” diyor. Mesela bütün devrimleri halkın iradesine karşı yapılmış askerî darbeler olarak gösteriyor. Eğitim kurumlarını ve medyayı bu görüşü yaymak için kullanıyor.
Sonra Devlet’i düzenleyici ve denetleyici bir kurum olmaktan çıkarıyor. Toplumun refahı ve selameti için Devlet’ten halkın bütününe uzanan bütün elleri ve kolları kesiyor. Devlet, iktidar partisinin asgari ve azami programına bağlı bir baskı ve denetim aygıtı olarak yeniden tertipleniyor. Partileşen Devlet, milletten ayırarak devlet-altı grupların içinde koruyup kolladığı kendi halkını, genelin çıkarlarına ters düşecek şekilde besliyor, en uç kesimlerini silahlandırıyor ve onu dışarıdan ithal edilmiş nüfusla takviye ediyor. Ümmet dediği kendi halkını milletin bütününden sağladığı servetle güçlendiriyor.
Partileşen Devlet, varlığını borçlu olduğu emperyalist sistemin küresel programını tam bir sadakatle fakat aşırı biçimde, ülkenin kaynaklarını tahrip ederek uyguluyor, kendi halkını yanına alarak toplumun bütününden kopuyor. Yarattığı her fiili durumu kanun/kararnameyle meşrulaştırıyor. Önce mevcut yasaları ihlâl ederek bir şey yapıyor, sonra yaptığı şeyi kanun çıkararak meşrulaştırıyor.
Fakat bu yetmiyor…
Toplam icraatını, yarattığı dönüşümü, yeni bir anayasayla tescil ettirmesi ve nihai bir meşruiyet edinmesi gerekiyor. İnsanlar tartışsınlar diye 1921, 1924, 1982 Anayasalarını masanın üzerine koyuyor fakat 1961 Anayasası’nı gözden kaybediyor. Tartışanlar bu anayasayı görmüyorlar, yok farz ediyorlar. “Çok ileri bir anayasa, biz o kadar karmaşık bir sitemi ve onca özgürlüğü kaldıramayacak kadar ilkel bir toplumuz,” diye düşünüyorlar.
Partileşen Devlet emperyalistlerin ince işçilikle biçimlendirdiği yeni siyasî ortamı sıfırdan nihai anayasaya onay verecek, en azından itiraz etmeyecek kıvama getirmek için popüler ideolojiye, servet aktarımı (rüşvet) imkânlarına, politik şantaj ve demagojiye başvuruyor.
Dönüşüm........
© Veryansın TV
visit website