İHTİYACA BİNAEN: KARA MURAT GELİYOR
Denizli’nin bütün kaleleri zaptedilmiş sanki. Mahremlerine girilmiş, yolları tutulmuş gibi. Öyle bir hissiyat var içimde. Görüyor muyum diye sorsanız; gözüm görmüyor da aklım görüyor derim. Yine aynı şekilde kulaklarım duymuyor, sanki direk beynimdeki duyum merkezine düşüyor gibi. Hani “subliminal mesaj” derler, “gözün görmediği ama aklın gördüğü” denilir ya; öyle bir şey sanki.
Bazılarına “yemin edebilirim ama ispat edemem” diyorum. Çünkü satır aralarında yer alıyor onlar. Küçük çaplı şeyleri görmüş, duymuş ya da biliyorsanız öyle görebilirsiniz. Ama damlaya damlaya çok kişinin boğulacağı bir göl oluveriyor.
Hani “Kara Murat” film serilerinde meşhur zindanlarını gözlerimin önünde canlandırıyorum. İğne atsan yere düşmeyecek o kadar dolu. Kral dolu, teşbihte hata olmaz imiş. Güzel elbiseli, vakur duruşlu, tok kişiler, sanki az önce tahtan inivermiş gibi. Zindanların bir gram tozu daha bulaşmamış. O kadar yeni her şey.
Gerçekten bakın, film sahnelerini anlatıyorum ama gerçekten şu anda da onu görüyorum. Yanımda olursanız siz de görürsünüz bana özel bir durum değil yani.
Şimdi en önemli noktasına geliyorum işin. Yine teşbihte hata olmaz imiş; müteahhit deyin, mimar deyin yolu yapıyor, yoldan geçenleri esareti altına alıyor. Ama burada müteahhite tüm suçu yüklemiyorum. O........
© Van Havadis
