Şartlı tahliye gibi...
Yıllar geçmiş adam yaşlanmış ve yatağa mahkûm olmuştur. Kendi çocukları da yanında yok, gelirler yine de. Adam şen şakraktır. Kimseye kızmaz, kimseye darılmaz, hayat doludur. Sıkılır sadece, konuşacak, sohbet edecek birisini arar yanında ama gerçekten konuşmak, hâl hatır sormak için, Allah rızası için düşünmez bunu. Laklaktır niyeti ve kendi kendine “Ya şu bizim küçük yeğenimi arayayım, epeydir gelmedi” der. Küçük yeğen gelir konuşurlar ancak amca biraz da sitemlidir niye çok gelmiyor diye. Yeğen şaşırsa da amcasının dediklerine alınmaz. O da sever amcasını. “Amcam iyi adam ama daha iyi olabilir” der. Tabii her şey bu hikâyedeki gibi iyi olmuyor bu hayatta. İyi zaten ölü. Kötünün iyisi öldü ölecek, yoğun bakımda. Kötülük ise gününü gün ediyor. “Yaşasın kötülük” diye diye koşturuyor ortalıkta. Çıkarımız, menfaatimiz olmadan sevmeliyiz bu hayatta. İyi bir iş yapmaya mı karar verdin yap, o mutlaka iyidir. Durup dururken kalbimize gelen güzel şeyleri yaptığımız zaman işte bu tam bir iyiliktir, tam bir iyi niyet, tam bir rızayı ilahidir. Mutlu eder insanı. Dostlar alışverişte görsün diye birisiyle oturup konuşmamalı, yiyip içmemeli, gününü gün etmemeli. Anlamı olmalı. İnsan kendini boşlukta........
© Türkiye
visit website