menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Geçmeyen tehlike!

28 1
01.03.2024

Son dönemde FETÖ ile mücadelenin geldiği nokta konusunda son derece çarpıcı açıklamalar vuku buluyor. Bilhassa Danıştay’da FETÖ'cü hâkim ve savcılar ve ilgili alınan kararlar gündeme bomba gibi düştü. Danıştay 5. Dairesinin, FETÖ’yle irtibat ve iltisakları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 400’den fazla hâkim ve savcı hakkında göreve iade kararı verdiği, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) itirazının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda henüz gündeme alınmadığı hususu büyük endişe meydana getirdi. Bu arada FETÖ elebaşının örgüt mensuplarıyla yaptığı bir söyleşisi, dikkatlerin tamamen bu noktaya kaymasına yol açtı. FETÖBAŞI, elemanlarının uzun zamandır büyük kırılma yaşadığını ümitlerinin söndüğünü belirttikten sonra yeni bir diriliş olacağına dikkat çekiyordu. Mehmet Akif Ersoy’un Peygamber efendimizin doğumu için yazdığı; 14 asır önce yine böyle bir geceydi, Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi Sözlerine atıfta bulunarak sanki sislerin dağılacağı intibaını veriyordu. “Oğullarınızı, kızlarınızı, hanımlarınızı haçlılara teslim edin” diyen zihniyetin, şanlı Peygamber efendimizin doğumuna atıfta bulunarak taraftarlarına seslenmesi kadar büyük bir garabet olamaz. Tabii ki anlayana! Bu gelişmeler üzerine yaptığı çarpıcı açıklamaları ile tanınan, Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral ve Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, çok ciddi bir uyarıda bulundu. Türkiye’nin 15 Temmuz 2016’da yaşanılan FETÖ kalkışmasının daha geniş perspektifli ve daha etkin bir tekrarına hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. FETÖ ile mücadele konusunda çok ciddi eksikliklerin bulunduğunu savunan Cihat Yaycı şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesinin, bürokraside ve kurumlarda karşılık bulmadığı kanaatindeyim. FETÖ ile mücadeleyi; Emniyet Genel Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilatımız, Jandarmamız ve kahraman birkaç savcımız yapıyor. Ama bu mücadele, sadece bu birimlerimize bırakılacak bir mücadele değildir. Bu mücadeleyi her kurum yapmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, kendi içerisinde yapmalıdır. Yüksek Öğretim Kurulu, kendi içerisinde yapmalıdır. Sağlık Bakanlığı, kendi içerisinde yapmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, kendi içerisinde yapmalıdır. Çünkü bu örgütün; devlete ve kurumlara nasıl sızdığı itirafçı ifadelerinde ve daha önce FETÖ ile iltisaklı olduğu tespit edilmiş kişilerin sosyal, mesleki ve eğitim hayatlarındaki kesişme ve anormallikler son derece sabittir...” Bütün bu gelişmeler, endişeler ve........

© Türkiye


Get it on Google Play