Marifet, iltifata tabidir...
Ödül süreçlerini çok önemsiyorum. Ödül için çabalayan, heyecan duyan, o ödüle ulaştığında sevinci katlanan insanları gördükçe de artıyor verdiğim bu önem. Ödül derken, layık görülenlere verilen maddi şeylerden bahsetmiyorum. Bir plaketle teşekkür ediliyor dahi olsa o ödüle ulaşmak isteyenlerin, sürecin tüm aşamalarında yaşadığı heyecan, ünlü atasözümüzü teyit eder nitelikte: "Marifet, iltifata tabidir..." Kesinlikle öyle. İnsan çabasının, emeğinin sonucunun, bir kurum ya da bir grup tarafından takdir görmesiyle, yeni başarılara yelken açıyor, yaptığı 'şey' için "Evet, işte bu" diyebiliyor... Geçtiğimiz ay, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD), kapsamını yenilediği ödül gecesindeydim. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker'in "Üretimin Gücü" ödülünü alması çok önemliydi mesela. 21'i yurt dışında olmak üzere toplam 46 fabrika ve 75 bin çalışanıyla 5 kıtada 4 milyar insana ulaşması sebebiyle ödüle layık görülmüştü. Değerlendirme de, ödül de muhteşemdi.
ANTARKTİKA SEFERİ
Ödül alanlardan bir isim var ki, her yaptığı işle, her fedakârlığı ile benim gözlerimi yaşartıyor gerçekten: Prof. Dr. Burcu Özsoy... Prof. Özsoy, tam 20 yıldır devam eden akademik kariyerine öyle çok "ilk" sığdırdı ki, MÜSİAD'ın ödülüne hak kazandığı açıklandığında "tam isabet" demekten kendimi alamadım. "Türkiye'nin Gücü Ödüllerinde", "Akademinin Gücü Ödülünü" almaya hak kazanmıştı Burcu Hocam... Kendisi akademik kariyeri süresince, 2015 yılında Türkiye'nin kutup........
© Türkiye
visit website