Hasat bayramında israf ile isyan kol geziyor
İnsan dediğin önce üretecek, sonra ürettiğinden kazandığı ile tüketecek. Toprağın insana vatan olması için ekilmesi, biçilmesi, nadasa çekilmesi ve hasat vermesi gerekir. Bir ülke kalkınma hedefindeyse önce karnı tok olacak. Kendi tükettiğinin üstünde üreten ülkenin ekonomisi gelişmiştir. Gelişmiş ülke sayılmanın koşulu “dışa bağımlılığı azalmış olmak”tır. Dünyanın neresinde olursanız olun bu, değişmez kriterdir.
Tarım, bu nedenle fark edilse de fark edilmese de milli ekonominin bel kemiğidir. Tohumu toprağa koyan, bununla yetinmeyen tohumun ürüne dönen döngüsüne gecesini, gündüzünü, zamanını, alın terini de katan çiftçi, imalatın, pazarlamanın ve turizmin de varlık sebebidir.
Bilirsiniz bu hayatta bir yemek için yaşayanlar vardır. Bir de yaşamak için yiyenler. Yaşamda refah düzeyiniz ne olursa olsun. Hayata bakışınız ne olursa olsun; gün sonunda hepimiz çiftçiye muhtaçız. Bu dünya birçoğumuz olmasa yine döner. Ancak çiftçiler, toprağı işlemeyi bilenler, hayvancılıkla uğraşanlar olmazsa insan yaşayamaz.
Suyu yönetemeyenlerin de, ekonomiyi yönetemeyenlerin de başarısızlığının sebebi çiftçiden uzak politikaların peşinde koşullanmalarıdır. Çiftçiden, köylüden uzak politika üreten siyaset kendini muhakkak günün sonunda yok eder. Bazılarının günü 24 saat, bazılarının 5 yıl, bazılarının asırdır. Zaman göreceli, çok güvenmemek lazım. Su, kayayı aşındırmaya niyet ederse kaya aşınır, dağ delinir. Bu söylediklerim basit bir şehir efsanesi değildir.
Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “ boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” sözünü hangi zamanda olursak olalım, can kulağıyla duymak gerekir. Demirel’in her seçim döneminde “popülizmin simgesi” olarak söylenen bir sözü daha var. 1991 yılında çiftçiye söylediği “Kim ne verirse 5 lira fazla veririm”. Bu söz ile, Demirel Hükûmeti, 1991 erken genel seçimlerinin ardından DYP ve SHP ortaklığıyla kuruldu. Üstelik 12 Eylül 1980 sonrası 7 yıl süren siyasi yasaklı dönemden sonra yeniden gelen başbakanlık demekti bu. Çok uzak bir geçmiş değil. O günleri gören bizlere hala “genç” diyorlar.........
© Tele1
visit website