Maskaralar Elinde Maskara Din
Dini nasıl anladığımız çetin mesele. Bugün dini tekeline aldığını zannedenlerin dediği dedik bir despotizmi var. Kimseyi konuşturmuyorlar. “Din benim dediğimdir.” deyip kestirip atıyorlar. Görünen o ki herkesi sindirdikleri bir yere geldik.
Sık sık ilahiyatçılarla konuşurum. Olan bitenler hakkında düşüncemi tartıya çıkarırım, fikirlerimi tesviye eser ve zihin tazelerim. Büyük çoğunluğunun yaşananlarla ilgili görüşü net ve açıktır. “O halde neden din sizin anlattığınız gibi değil de Tanrılık taslayanların dediği gibi anlaşılıyor?” dediğimde cevabı belli bir soruyu dillendirdiğimi söylerler.
İçinden çıkamadığımız, kurgulanmış bir dinden bağıranların baskısını yaşıyoruz. Camiler ellerinde. İsteğe, duruma göre hüküm ve fetva veriyorlar. İstediklerini dinden, istemediklerini dindışı ilan edecek kadar pervasızlar. Öyle ya Tanrı adına konuşuyorlar. Müslümanlıkta ruhbanlık yok deriz ya, alın size ruhbanlık ötesi bir vesayet.
Bugün, bin yıllık inanış tecrübesi çöptedir. Bugün, nasıl inandığımızı ve bin yıl Müslüman olarak nasıl yaşadığımızı hatırlayarak konuşanları duyamıyoruz. Cedlerimizin anladığı ve yaşadığı dinî hayat, “medrese dogmatizmi” üst başlığıyla verilen aklı-düşünceyi boğan darlığın, kabalığın yeni versiyonunun cenderesindedir. Bunu göreceğiz ve anlamaya çalışacağız.
Geri çekilmek halka uysa bile aydınlara uyacak bir tavır alış değildir. Aydın soracak, bilecek, anlayacak ve aydınlatacaktır. Aksi halde olanların sorumluluğu onlar üzerindedir. Tarih siyasetçiler(yönetenler) kadar, hatta onlardan daha sert ve kesin........
© tarihistan.org
visit website