Zurnacının karşısında limon yemeyin!
Diğer
06 Temmuz 2024
Her nerede ve nasıl yaşıyorsanız, "limon baskını" yapılan bir ülkede nefes alıp vermeye çalıştığınızı unutmayın!
Muhtemelen önce limonlar şaşırmıştır: Bunca yıllık limonuz, uyuşturucu muamelesi görüyoruz, diye. İtiraz edenler olmuştur, "daha ziyade örgüt üyesi gibi" diye ekşi ekşi mırıldanarak.
Onca yılda onca insanın zihnine açıklık veren Açık Radyo'nun açık olmasına tahammül edilemeyen "kapalı" ve ruhu çorak ülkede!
Emniyet kuvvetleri Mersin'de "kayıtsız limonlar"ı basmışlar. İki depoda tonlarca limon gözaltına alınmış. Neden? Çünkü bir ara dalında 1 liraya satılan sarı hayat suyu, şu sıralar, yaz günü çarşıda pazarda ve elbette sıra sıra markette 100 lirayı bile görmüş.
Sarısı da kârı da altından limon!
Limon bile düşünmezdi, bir gün gelip bu ülkedeki bol çekirdekli, acı sulu, kabuklu adaletsizliğin simgesi olacağını. Ben bunun üstüne düşünmeden, hemen, daldaki tek limonu güvenceye aldım. O da kayıtsız şartsız teslim oldu.
UEFA'da ve Avrupa'da "Bozkurt işareti adaleti" için deli olan bir devlet ile milletin, milyonlarca insanın maruz kaldığı adaletsizlikleri limonata niyetine sindirmesine limon bile olsa şaşırır!
Mafya, uyuşturucu, kadın cinayeti, tecavüz, hukuksuzluk, rant, gasp cehennemi olmuş cennet ülkenin cinnet devletinin "kayıtsız limon" peşine düşmesi takdire şayan.
Sanki tek haneli enflasyon, faiz katlanmadı; sanki döviz kanatlanmadı, sanki ekmek, simit, elektrik, ulaşım, okul harcamaları, yakıt kanamadı.
Fakat UEFA'nın "Merih cezası" da ikiyüzlü ve adaletsiz. Öyle tabii. Merih'in iki golü ve galibiyet sevinciyle yetinmeyip emek vermiş arkadaşlarına da çalım atarak yaptığı hareket, bu adaletsizliğin yanında iki parmak havaya, diğerleri öne uzanmış kaldı!
Adaletsiz, çünkü daha nice "hareket" oluyor sahada. Belingham'ınkinin paraya çevrilmesi gibi. Bir Fenerbahçe maçında İngiliz'inkine benzer bir hareketle Pascal Nouma Beşiktaş'tan ve Türkiye'den kazınmıştı. Biz daha ahlaklı olduğumuz için!
"Bozkurt işareti"nin "milletin birlik ve beraberliğini" simgelemesini kabullenmek zorunda değiliz. Bu ülkedeki tarihi manası da, acıları da kolay silinecek gibi değil. "Karşıtlar"ı ve kanlı tarihi bırakın; aynı işaretin önde gelenlerinden Sinan Ateş'in öldürülmesi bile yeter!
Fakat şu da var limoncuğum: İşaretin yapıldığı maçta "yenilen" rakip takım Avusturya, ırkçı-faşizan partinin yükseldiği bir yer değil mi? Macaristan ne? Polonya? Gürcistan? Danimarka? Hollanda? Almanya? İtalya? Faşist ırçkı partinin ve ortaklarının birinci olduğu Fransa peki? İngiltere'ye bir şey diyemeyeceğiz, çünkü geçen günkü seçimlerde Muhafazakâr Parti'yi ezip geçti İşçi Partisi. Ne kadar "işçi" tartışılır ama faşizan-ırkçı partinin oy tabanının erkek çoğunluk ve epeyce işçi, memur, emekliden ve onların karşıt sınıfı servet sahiplerinden oluştuğu Fransa'nın yanında kalbimizin tesellisi oldu hiç olmazsa.
Kupaya katılan takımların devletleri, futbolcuları demiyorum elbette, İsrail'in Gazze-Refah katliamlarında, soykırıma uluşan Likud faşizminde hangi insani, vicdani, siyasi tavrı almış ki? Filistin'e duyarlı İspanya'yı ayırıyorum hemen. Romanya'ya bir şey diyemeyeceğim, çünkü 3-0 yenilip elendikleri maçtan sonra soyunma odasını pırıl........
© T24
visit website