Güzel yüz!
Diğer
20 Ağustos 2024
Önce sinema vardı!
Okuma yazma öğrenmeden sinemaya gittik, film izledik. Mutlaka yazlık, açık; sık sık kışlık. John Wayne da Türkçe konuşuyordu, Jean Gabin de.
TV yoktu ve o kadar çok gittik ki sinemaya... Kovboy olduk, asker olduk, gangster olduk, aşık olduk. İlk aşklarımız bir sinema koltuğunda ya da yazlık sinemanın sandalyesinde filizlendi. İlk önce, hiç ulaşamayacaklarımıza aşık olduk.
Alain Delon'un ilk filmlerini izlediğimde, ilkokulda, okuma yazma biliyordum ve belki altyazılıydı ve belki yeni yeni öğrenmeye başladığım Fransızca ile de film başka bir dünyanın kapısı oluyordu.
Kızlar ona aşıktı; biz erkekler ise, fiziği ile baş edemesek dahi, kendimize, kalbimize güvenmeyi de öğreniyorduk.
O zaman sadece "sinema"ydı, oyunculardı, özdeşleştiğimiz her anda bile nihayetinde rollerdi. "Oyuncu"nun gerçeğini bilmiyorduk; bilmek de gerekmiyordu çünkü değerlendirecek donanımımız da yoktu. Ancak, olacaktı!
Filmlerini yine sevdim, olgunlaşan görünüşünü, rollerindeki halini yine sevdim ama adamı sevmedim sonraları.
"Güzel yüz"ün öteki yüzü, "kadın düşmanı" değildi ama kadına şiddete meyilliydi; ırkçılığa meyilliydi; toplumsal cinsiyetler açısından ayrımcı ve nefret doluydu. "De Gaullecüyüm" diyordu, bütün merkez sağ liderleri desteklemişti; ama Fransa'nın şu an baş belası olan, Avrupa'daki diğer benzerleriyle "ırkçı, faşizan" bulutları koyulaştıran (eski adıyla) "Milliyetçi Cephe"ye sempati duyuyordu.
Partinin bugünkü başkanı Marine le Pen'in ekarte ettiği babası Jean-Marie le Pen'le sıkı fıkıydı. (Hoş, Erbakan da bir ara le Pen'le dost olmuştu!) İkisi de "Çin Hindi sömürgecilik savaşı"nda askerdi.
"Soldan" bakınca "güzel yüz" yetmiyordu işte! Esasen, sanatçı bir ailede sevgi dolu büyümüş "burjuva" Belmondo yanında; babasız, sevgisiz büyümüş her işe girip çıkmış "varoş çocuğu" Delon daha sola yatkın olmalıydı ama sağcılık, solculuk otomatik-sınıfsal değil, kültürel-sınıfsal tercihler olabiliyordu.
2019 Cannes Film Festivali'nde, o güne kadar hiç ödül kazanamadığı sinema zirvesinde "Onursal Altın Palmiye" verileceğinde, başta yerli yabancı kadın örgütleri ayaklandı, "Irkçı, homofobik, kadına şiddete meyilli" olmakla suçladı. Biyografisinin yazarına göreyse, "Kadınsı güzelliği gayleri de ona hayran bırakmış, o da endişeyle daha erkek tavırları öne çıkarmıştı!"
"Irkçılık, homofobi vb" ile "maçoluk" hemen birleşiveriyordu işte!
"Leopar"ı izlemiş miydiniz? Müthiş ama kimilerinin de sevmediği bir dönem filmi. Yolu İstanbul'dan, Beyoğlu'nda ikametten geçmiş İtalyan Birliği kurucusu, komutan Garibaldi dönemi. Burt Lancaster, Alain Delon, (sohbetine doyamadığım) Claudia Cardinale ile. "Sağcı ve homofobik" Delon'un yönetmeni "Komünist,........
© T24
visit website