Kız olursa Covidan, erkek olursa Pandemir: Yakup Karahan'ın koronakatürleri
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
10 Mart 2024
Her ne denli dünya unutmuş gözükse de COVID'i unutmamakta yarar var. Ülkeler Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) artık bildirim yapmaz oldu, sonuçta için için yanan bir ormanda yangın yokmuş gibi dolanıyor herkes. Ülkelerse COVID öncesi var olmayan, COVID salgınıyla yapılandırılmış birçok sistemi ve mekanizmayı ortadan kaldırmakla meşguller. İşin ironisi ise ülkelerin aynı zamanda gelecekteki bir sağlık krizine karşı hazırlığı ve müdahaleyi geliştirmek için bir pandemi anlaşmasını müzakere etmeleri.
Bizlere gelince, çoğumuz sanki o dönem, özellikle de 2020-2022 yılları sanki hiç yaşanmamış gibi davranıyoruz. Örneğin pandemiyle birlikte gelişen el yıkama alışkanlığının ne ölçüde kişisel kültürümüze işlediği bile büyük bir soru işareti.
Can Gürses, son romanı Bir Ömrün Takvimi ile ilgili verdiği bir söyleşide "Bizim için o fotoğrafın çekildiği günün anlamı, tüm görünmezliğiyle gözlerimizin önündedir; o günün tüm duygusu fotoğrafa sinmiştir" diyor, aynı sokağa çıkma yasağında İstiklal caddesinin tüm duygusunun sindiği Selçuk Şamiloğlu'nun o güzelim fotoğrafında olduğu gibi. Bunları unuttuk sanki.
Nasıl fotoğraflara çekildikleri günün tüm duygusu sinerse, karikatürler de fotoğraflardan aşağı kalmaz bence. Her ne denli karikatür fotoğraftan daha derin başka boyutlar taşısa da özel olaylarla ilişkilendirilmişlerse sanatçısına onu çizdirten duyguyu, dolayısıyla ilgili haberi tüm çıplaklığıyla önümüze koyar. Bu açıdan sevgili dostum Yakup Karahan'ın pandemi karikatürleri bir salgının kronolojisi olması yanı sıra ülkedeki salgın yönetiminin de acımasız bir eleştirisidir.
Salgının başından beri olanlardan ve özellikle kötü yönetim anlamında unutmamamız gereken olaylardan bazılarını Yakup'un çizgileri eşliğinde hatırlayalım istedim. Yöneticilere sorarsanız her bir olay yazdıkları pandemi destanının bir parçasıdır.
Hatırlayacaksınız, ilk vakaların Aralık 2019'da Çin'de görülmesinin ardından hastalık dünya çapında yayılmaya başlamış, bizim komşularımız yükselen vakalarla kırılırken Bakanlık bir anlamda bizde vaka görülmemesiyle destan yazmaya başladığımızın müjdesini vermişti. Türkiye'de ilk vaka DSÖ'nün salgını pandemi olarak ilan ettiği 11 Mart 2020 tarihine denk gelir. Ama Yakup, geldiği halde piyasaya açıkça sürülmeyen mallar gibi, 19 Ocak'ta koronavirüs karikatür serisini "Çin virüsü geldi mi kardeş?" sorusuyla vatandaşın vakalarla ilgili merakı esprisiyle başlatmıştır bile.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında 7 aylık maaşını bağışlayarak "Biz Bize Yeteriz Türkiye" sloganı ile başlattığı Milli Dayanışma Kampanyası kapsamında toplanan paraların nereye harcandığına ilişkin Bakanlıkların ve Cumhurbaşkanlığının cevap vermeyip topu birbirlerine atmaları üzerine Yakup hiç beklemez.
Yakup yalnızca komik çizgileriyle değil, yazdıklarıyla da korona gündemini izler. Bakan Koca ilk vakayı "Size üzücü ama korkutucu olmayan haberi vermek istiyorum. Bugün akşam bir vatandaşımızın Koronavirüs testi pozitif çıktı. Hasta tecrit edilmiştir ve erkektir" diye gece yarısı saat 01.00'de duyurmuştu. Yakup, çok beklenen bu anonsa dayanamamış "Maşallah bu da damızlık gibi. Eller çıkıp da ‘Sizde yok' demesinler!" diye 12'den vurmuştu. Yakup Korona'ya kendi aramızda "Koroş" diyerek onu değersizleştirebileceğimizi de söyler. Vakaların roket hızıyla artmasıyla birlikte bilen bilmeyen her kafadan bir ses çıkması, özellikle de şarlatan doktorların ortaya çıkmasıyla Yakup her doktorun farklı bir şey söylediğinden hareketle, ülkemizdeki virüs sorununun fikir özgürlüğü kapsamında ele alındığını iğneleyerek muştular. Kapanmalarla birlikte, ilk kez doğa kendine gelir. İstanbul boğazında kalabalık yunus balığı sürüleri bile görüntülenir. Yakup da dünyanın gerçekten temizlendiğini ve o anda Amsterdam'dan Munzur'u gördüğünü söyler. Kapanmalar bir gariptir Türkiye'de, 11 Mayıs 2020'de normalleşme çerçevesince AVM'lerin açılmasına karar verilmiştir çünkü. Star gazetesinin koronavirüs salgını sürecinde sağlık sistemi çöken Avrupalıların Türkiye'ye vatandaşlık başvurusu yaptığı haberi üzerine Yakup, Avrupalıların bunu hep AVM'ye gidebilmek için yaptıklarını söyler.
Sağlık Bakanlığı'nın 11 Mart 2020'de ilk teyit edilen vakayı açıklamasıyla birlikte Türkiye'de maske fiyatları 25 kat artar. Salgının başlangıcında hükümet, maske dağıtımı konusunda düzensiz bir tablo çizer. İlk olarak maskelerin marketlerde satılacağı söylenir. Halkın tepkisi üzerine maskelerin satışı tamamen yasaklanır ve ücretsiz dağıtılacağı açıklanır. Ancak Hükümetin bunu........
© T24
visit website