Dünyamız kaşınıyor…
Diğer
06 Eylül 2024
Yıllar önce, ilgi görmeyen bir tez atmıştım ortaya; Dördüncü Dünya Savaşı!..
Kuzey ile güney arasında baş gösteren bir dünya savaşı bu.
Dünyada yaşayan iki ayaklı kadın, erkek, çoluk-çocuk ve yaşlı topluluklar ütopik barış isteklerinden ve umutlanmalardan yoruldu, bıktı. Adeta savaşsızlık kavramı ve beklentisi, onlar için anlamını yitirmiş gibi.
Umutsuzluk, gelecek bulanıklığı ve baştan aşağıya adaletsiz olan nimet dağılımı, kişileri öfke ile içe kapanma parantezleri arasına sıkıştırıyor, hapsediyor.
Dışında kalanlar ise, hak etmeden atıştırmış olmanın getirdiği rahatsızlığı, umursamazlık ve bu bizim şanslı oluşumuz gevelemesi ile giderebiliyorlar.
Sonuçta, saçma sapan siyasi hareketler, beceriksiz ve güvenilmez yeni liderlerin komiklikleri ile bitmez tükenmez yalanları ve aldatmaları.
Bütün bunların bir araya gelmesi tesadüf değil. Açgözlülük ile acımasızlığın yarattığı adaletsizlik, dünyamızdaki iki ayaklı hayatın doğal dengesini bozdu.
Büyük bir savaş, bu dengesizliği, güçlünün lehine düzeltir. Beklenen bu mudur?
Okuyucu isterse, adaletsizliğin yarattığı açgözlülük ve acımasızlık, doğal dengeyi bozdu biçiminde yer değişikliği de yapabilir, beis yok.
Sosyalizm ve komünizm umutları vardı, artık yok! Biraz denendi, olmadı.
Karşı yakada da liberalist umutlar dişleri kamaştırıp duruyordu. Nasıl?
Nasıl olacak, iki kutuplu bir dünyada, dünya savaşları sonrası elli yıl kadar, dengesi fazla bozulmadan, barış savunularak, nispeten savaşsız bir dönem yaşandı, geçildi. Müzik, dans, sinema, moda, turizm, çiçek........
© T24
visit website