Ergenlik ve regli yaşında erkene kayma ile ilgili yeni tartışmalar
Diğer
01 Temmuz 2024
Ergenlik, üreme yetkinliğinin kazanıldığı süreçtir ve antik çağlardan beri ergenlik gelişiminin önemi bilinmektedir. Bazı eski kültürler kraliyet, hükümet ve dini kurumlarda çalışacak hadımlar yaratmak için erkekleri kastre etmiştir. Önceleri (ve günümüzde de bazı kültürlerde devam eden), kadınlar âdet kanaması ve adet kanı nedeniyle tehlikeli olarak görülmüş; adet gören kadınlar kasıtlı olarak izole edilmiştir. Amerikalı feminist biyolojik antropolog Kate Clancy, yakında yayınlanan “Muayyen Günler- Menstrüasyonun Gerçek Hikâyesi” kitabında menstrüasyonu biyolojik açıdan olduğu kadar, toplumsal ve kültürel açılardan da ele alıyor ve “Umarım menstrüasyonla ilgili yanlış kanıları açığa çıkarmak söz konusu olduğunda iktidar, toplumsal cinsiyet ve ırk arasındaki bağlantıların ne kadar girift olduğunu görürsünüz” diyor.
Öte yandan, ergenlik yaşının düşmesiyle ilgili endişeleri yansıtan haberler güncelliğini korumakta, bu konuda birçok araştırma yayınlamasına rağmen, konuyla ilgili uzmanlar arasında açık bir uzlaşma sağlanamamaktadır. Biz de bu konudaki abartılara, kanıta dayalı olmayan bilgilerin yol açtığı endişelere dikkat çeken yazılar yazdık ve son olarak aslında “erken ergenlik” yakınması ile çocuk endokrinoloji uzmanlarına gelen vakaların büyük çoğunluğunun, tedavi gerektirmeyen “yapısal erken ergenlik” vakaları olduğu üzerinde durmuştuk.
Yakın zamanda yayınlanan ve 1950 ile 2005 yılları arasında doğan 71 341 ABD'li kadın birey üzerinde yapılan bu kohort çalışmasında, ortalama (SD) menarş yaşının 1950-1969 yılları arasında 12,5 (1,6) iken 2000-2005 yılları arasında 11,9'a (1,5) düştüğü ve bu eğilimin ırksal ve etnik azınlık grupları ile düşük sosyoekonomik statüye sahip bireyler arasında daha belirgin olduğu görülmüştür. Aynı çalışmada, 11 yaşından önce adet görme oranı yüzde 8.6’dan, yüzde 15.5’uğa (2 kat artış), 9 yaşından önce adet görenlerin oranı ise yüzde 0.6’dan yüzde 1.4’e yükselmiş, 16 yaşından sonra adet görenlerin oranı ise yüzde 5.5’ten, yüzde 1.7’ye düşmüştür. Yine bu çalışmada zaman içinde düzenli siklusa ulaşma süresinin de uzadığı gösterilmiştir.
Yazarlar, obezitenin menarş yaşındaki düşme eğilimini açıklayabileceğini öne sürmektedir ve bu, genel olarak kabul gören bir açıklamadır. Araştırmalar bir grup kız çocuğunda, erken çocukluk döneminde hızlı yağ dokusu artışı olduğu, bu dönemde büyümelerinin hızlandığını ve hedef boylarından (genetik potansiyel) daha yüksek bir persentilde uzadıklarını ve bu çocukların kemik yaşlarının da ileri olduğunu ve ergenliklerinin erkene kaydığını göstermektedir. Bir başka deyişle, ergenlik öncesindeki “yapısal büyüme ileriliği”, “yapısal erken ergenlik” ile sonuçlanmakta ve bu çocuklar ergenlik öncesi boy yörüngelerinden değil, hedef boylarına yakın bir yerde büyümelerini tamamlamaktadır. Klinikte gözlemlediğimiz üzere 11 yaşından önce adet gören kızların büyük çoğunluğunu bu grup kız çocukları oluşturmaktadır ki aslında bu durum normalin bir varyantı olarak kabul edilmelidir.
Bununla birlikte andığımız araştırma ve bu araştırma ile ilgili yorum yazısında, “Bu bulgular yaşam seyri perspektifine yerleştirildiğinde, menarş yaşında gözlenen azalma ve düzenli siklusa ulaşma süresinin uzaması, kadın bireylerin olumsuz sağlık sonuçları açısından önceki kohortlara göre daha yüksek risk altında olabileceği” üzerinde durulmakta ve klinisyenlerin düzenli........
© T24
visit website