menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"İleri Diyabet Tedavileri ve Teknolojileri-ATTD 2024" kongresinden izlenimler: Teknolojiye adil erişim çağrısı

13 1
17.03.2024

Diğer

17 Mart 2024

Diyabet tedavisi ve teknolojisi ile ilgili en yeni gelişmelerin konuşulduğu, her yıl gitmek için heyecanladığımız ATTD (İleri Diyabet Tedavi ve Teknolojileri) kongresi geçen hafta (6-9 Mart 2024) Floransa'da yapıldı. Biraz yorulsak da toplantıların çok büyük çoğunluğuna katılmayı başardık ve arta kalan zamanlarda Floransa'nın en bilinen yerlerinde arkadaşlarımızla güzel zaman geçirdik. Floransa, Avrupa sanat, kültür ve biliminin beşiği, İtalyan Rönesansı'nın doğum yeri olarak kabul edilen bir şehir ve bizim en çok sevdiğimiz "Michelangelo Tepesi"nden bakınca Arno nehri boyunca görülen eserlerde o dönemdeki uygarlık/sanat çoşkusunu hissetmek mümkün.

Bu yılki kongreye dünyanın her yerinden gelen 5000 kişi katılmıştı ve önemli ölçüde teknoloji firmalarının "domine ettiği" (dizginleri elinde bulundurduğu) bir kongre olsa da diyabetle ilgili hemen her konuda kapsamlı konuşmalar yapıldı.Tabii, endüstri ile bilim arasındaki ilişkilerin giderek iç içe geçtiği, karmaşıklaştığı, hastaların ihtiyaçları yerine, kazancı çoğaltmanın önde tutulduğu, bu nedenle bazı tip 1 diyabetli ailelerinin " Şükrü Hocam bunlar tip 1 diyabetin çaresini bulmaz, çünkü ilaç ve teknolojiden elde ettikleri kârlar yok olur" gibi karamsarlık içeren sözler ettikleri bir dönemden geçiyoruz. Bunun yanında hayat ve bilimin kalbi yine de endüstrinin etkisinden uzakta bir yerde, yani üst düzey bilim insanlarının merkezde olduğu bir yerde atıyor. Bunu kendisi ve oğlu tip 1 diyabetli olan ve neredeyse bütün tip 1 diyabet/egzersiz araştırmalarının ihtiyaçlara göre planlanmasını sağlayan Kanadalı fizyolog Dr. Michael Riddell'ın konuşmalarında görmek mümkün. Öte yandan, Michael Riddel ve arkadaşlarının çığır açıcı egzersiz araştırmalarını destekleyen, ABD'de torunları tip 1 diyabetli bir ailenin kurduğu Helmsley Vakfı gibi kuruluşlar var. Yine, iki çocuğu tip 1 diyabetli Douglas Melton'un kök hücre kaynaklı tip 1 diyabet tedavisi araştırmalarına liderlik ettiğini, ABD'deki en etkili diyabetli kuruluşu JDRF'e başkanlık yapan Aaron Kowalski gibi kendisi ve kardeşi tip 1 diyabetli liderlerin olduğunu biliyoruz. Tabii bütün bunların dışında, İngiltere'de başta sensörler olmak üzere, diyabet teknolojilerine adil erişim mücadelesinin başını çeken ve her konuşmasının ardından "teknolojik gelişmeler heyecan veriyor ama esas rehber olmak önemli-hepsi bu!" diyen Partha Kar gibi bilim insanları var. Bu nedenle karamsar ya da güvensiz olmaya hiç gerek yok; geçen haftalarda Fatih Altaylı'nın programında söylediğim gibi bizler tip 1 diyabetli çocukların korunmasını ve sağlığının geliştirilmesini bir hayat misyonu olarak görüyoruz.

Kongre'de, bir sıçrama olarak nitelenebilecek, yön değiştirici bir yenilik olmadığını, bununlar birlikte teknoloji, insülin tedavisi, yeni GLP-1 analoglarının tip 1 diyabette kullanımı, egzersiz, beslenme yönetimi teknolojileri, hücre tedavisi gibi konularda bir derinleşme/ilerleme olduğunu söyleyebiliriz. Görünen o ki tip 1 diyabetin iyileştirilmesi (ki bunun için en sağlam yol kök hücreden elde edilen beta hücre nakli) için baya bir yol var ve oraya varıncaya kadar diyabet teknolojileri en büyük yardımcımız. Bunların içinde de bir konuşmacının "Sensörler tip 1 diyabetliler için insülinin keşfinden sonraki en önemli ilerleme" olarak tanımladığı sürekli glukoz izlem sensörleri en önemli yeri tutuyor. Dexcom G7 ve Libre 3 dışında, Medtronik firması Simplera isimli transmitter olmayan bir sensörü yakında kullanıma sunacak ve Roche firması da yeni bir sensör çıkarmak üzere. Bu kongrede sensörlerin tip 2 diyabette kulanımı ön plandaydı ve klinik öncesi dönemde de birçok katkısının olacağı söylendi. Tabii sensörler başta besinler olmak üzere günlük yaşamdaki birçok şeyin glukoz üzerine etkisini gösterdiği için bir konuşmacı sensörlerin "biofeedback" işlevi gördüğünü söyledi. Bilindiği gibi "biofeedback", bir sürecin basamaklarındaki bir değişimin önceki bir basamağa etki etmesi ve neden-sonuç ilişkisi içerisinde bir döngü oluşturması olayı olarak tanımlamıyor. İşte sensörler sağladığı verilerle tam olarak bu konuda etkili ve tip 1 diyabetlilerin ve/veya........

© T24


Get it on Google Play