İmparatoru asmalı mıyız?
Diğer
01 Şubat 2024
İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde Japonya'nın liderleri, barışa karşı suç işlediklerinden ve savaş esirlerine uygulamış oldukları kırım nedeniyle yargılandılar.
Pearl Harbor'da demirli Amerikan donanmasının yok edilmesi vb. kararlarının alındığı toplantılarda bulunmuş olan Japonyanın İmparatoru Hirohito, konumu ve saldırıyı engellemek için gücünü kullanmamış olması nedeniyle suçlu bulunabilirdi. ABD yöneticilerinden bir bölümü, suçlu oldukları saptanan komutanlar gibi onun da idam edilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Ancak, sonuçta Hirohito'nun savaştaki rolünü soruşturulmamasına, onun yargılamamasına karar verildi.
a. Neden?
b. Bize ne?
George Sawyer’in Quorum’da yayımlanmış bir yazısına göre Hirohito’nun suçlanmaması gerektiğine inananların gerekçeleri arasında şunlar vardı: İmparator, savaştan sonra istikrarın ve Japonya'da demokrasinin oluşturulmasının anahtarıydı: İmparatorluk sistemini ortadan kaldırmak, Japonları fazlasıyla olumsuz bir şekilde etkileyecek ve o zaman Japonya'yı yönetmek zorlaşacak, bu davranış, gelecekteki çatışmaların tohumlarını ekecekti.
Sonuçta taht korundu, Hirohito, yetkileri, demokratik ülkelerdeki kralların yetkileri düzeyinde tanımlanan bir imparator olarak kaldı.
Felsefeciler ne demişlerdir?
Felsefeciler konuyu binbir açıdan irdelemişlerdir: Mesela Kant'a göre, her ne koşulda olursa olsun yalan söylememek gerekir. Yalan söylemek, gerçeği ifade etmemek, asla etik olarak kabul edilemez. Bunun, ahlak yasasına göre kişinin her zaman doğruyu söylemesi gerektiği anlamına mı geldiği yoksa sessiz kalmanın da bir seçenek olup olmadığı konusunda pek çok tartışma vardır.
Geoffrey Scarre(1961) göre de “Özel bir durumda, kayda değer bir iyiliğe ulaşmak için yalan söylemek gerekiyorsa, sonuçsalcı akıl yürütme, bizi yalanı, gerçekten farklı olanı tercih etmeye yönlendirir.”
Bu tutumun bize öğretecekleri var mıdır?
Demokrasiden uzaklaşmakta olan ülkelerde öncelik, bu “makus talihi değiştirmek” olduğunda insan hakları ve demokrasiye dair yapılacak konuşmalarda Hirohito konusunda karar vermek zorunda kalmışların tercih ettikleri yol anımsanmalıdır.
Bu nitelikli ülkelerde muhalefetin var olmasını istemeyenler, önce ülke için tehdit oluşturan sanal bir düşman tanımlarlar, sonra da kendilerine muhalefet edenleri, bu düşmanı destekleyen, onunla işbirliği yapan grup ya da kimseler olarak suçlamaya başlarlar.
Bu durumda, muhalefet........
© T24
visit website