"Üşütmek" üzerine...
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
02 Haziran 2024
Bugünlerde gribal enfeksiyonların çok arttığı konuşulup duruyor. Her mevsimsel değişimde aynı durum ortaya çıkıyor. Ülkemiz bu durumu "üşütmek" fiili ile özetler. Üşümek veya üşütmek ile ilgisi olmayan, virüslerin yol açtığı bu hastalık bu şekilde kabul görmüş.
Ülkemizde türleri de var elbette: Ayaklarınızı, bağırsaklarınızı veya böbreklerinizi üşütmüş olmanız farklı klinik tablolar ortaya çıkarabiliyor. Örneğin, Cumhurbaşkanımız bir süre önce midesini üşütmüştü. Tıp literatüründe böyle bir tanı olmamakla birlikte resmi açıklama bu yöndeydi.
Üşütmek konusunda kitaplar yazılabilir ve böylece bilgi Türkiye ile sınırlı kalmaz ve dünya da bu konuda aydınlatılmış olur.
Üşütüp grip olduğumuzda nasıl tedavi edileceği konusunda da dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğumuza inanıyorum.
Bizim lise sınıfının sohbet ettiği sosyal medya ortamında bir arkadaşımız grip olduğundan söz edince hemen tedavi önerileri yağmaya başladı.
Birinci öneri "İshal oluncaya kadar saat başı yüksek doz C vitamini al. İshal dozunu bulunca onun bir doz aşağısını almaya devam et. Yani, ishal olmayacak kadar C vitamini yüklen. Bir tane de D vitamini iğnesi vurdurursan hiç fena olmaz" şeklinde geldi.
Hemen arkasından bunun hiç işe yaramayacağı öne sürülerek daha radikal bir tedavi önerisi geldi: "Beyaz kuru soğanın kabuğunu soy, ortadan kes, penseli limon sıkacağında bir bardağa sık. Birisi yardım etsin, pipetle çeksin. Sırt üstü yat, her iki burun deliğine yollasın. Genizden tıka ki nefes borusuna gitmesin. Sen genize kontrollu, yavaş yavaş bırak. İlk anda çok yakar ama ne farenjit kalır ne geniz akıntısı. Yaparsan yanarsın ama yararlanırsın. Yapmazsan sürünürsün."
Bizim lise sınıfı derken ortalama yaşı yetmiş olan ve emekli oluncaya kadar başarılı bir iş hayatı geçirmiş bir gruptan söz etmekteyim. Önerilerde bulunanların hekim olmadığını da........
© T24
visit website