Asap bozucu bilgiler
Diğer
23 Mayıs 2024
Toplumsal anomi olaylarının sıklığında artış var.
Konunun bilincine vardığımda bu sütunlarda “Anomi koşullarında yaşamak” başlıklı bir yazı yazmıştım. Aradan altı ay bile geçmeden bir sabah şu son “suç örgütü operasyonları” haberleriyle uyandık.
Suç örgütü operasyonları genellikle olağanüstü haberler sayılmaz, bütün devletler arada bir böyle operasyonlar yapar ve böylece uluslararası hukuk ve diplomasi çevrelerine ekonomilerinde kara para diye bir ayıba izin vermediklerine ilişkin yeterli kanıt sunmuş sayılırlar. Başka bir deyişle, “elle gelen düğün bayram” gereği, birbirlerine hoşgörü göstermeye hazırdırlar ama belirli bir sınıra kadar. Tam olarak, “göstere göstere yapmayın şunu kardeşim!” durumu. Yoksa hepsi, paranın her rengine muhtaçtırlar, yapıları gereği.
Gelgelelim, bizim buradaki son örnekler, “suç örgütü operasyonları”nı devlet kurumlarının kendi içlerinde yapmaya, eski ve yeni içişleri bakanlarının da adının geçtiği çeşitli gruplaşmaların birbirine “operasyon çekmesi”yle farklılaşmaya başladığını gösteriyor sevgili Yves Montand, “İkarus’un İ’si”; neredeyse Nazilerin SS ve SA’larını hatırlatırcasına!
Her akşam ana akım televizyonlarda haberlerin ardından bazılarının “parti/ devlet komiseri” işlevi gördüğü besbelli kimselerin de katılımıyla saatler süren siyasi “yorum” oturumları yine bir normallik duygusunu, her şey tartışılabiliyor havasını yaratıp herkesi anomi duygusundan hızla uzaklaştırmayı başaracak mı, göreceğiz. Çok sıkışıldığında “bizim millet balık hafızalı” vb. ulusal teselliler de girebilir tabii araya.
Bu unutuş şampiyonluğu biraz da travmaların ilk aşamasına özgü inkâr arzusundan kaynaklanıyor olabilir. Böyle durumlarda önce bir sonraki anomi duygusuna kadar elbirliğiyle, ağız birliğiyle susuyoruz. Tek kişi hepimizin yerine konuşuyor. Hatta tek yetkili olarak o bile susuyor bazen ve biz normal koşullardaki gibi bekliyoruz. 31 Mart yerel seçimlerinden bu yana Özgür Özel arada bir bu acınacak kısır döngüyü kırmak arzusuyla girişimde bulunuyorsa da genellikle ihtiyat payları egemen oluyor.
Son iç kapışma/tutuklama olayları konuşulurken deneyimli gazeteciler çok haklı olarak “Susurluk” vakasını andılar. Yeri gelmişken söyleyeyim, o olayda Fikri Sağlar gibi vekillerin, Aydın Engin gibi gazetecilerin gösterdiği duyarlık ve çabalar bizde çok yerleşik olan o “bizim toplumdan demokrasi çıkmaz” karamsarlığına tarihin ilk soru işaretini ekleyecek ölçüde değerli gelmiştir bana.........
© T24
visit website