Kılıçdaroğlu'ndan İmamoğlu görüşmesiyle ilgili ilk yorum: Kendi aramızda tartışırız ama…
Diğer
25 Ağustos 2024
CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile son yüz yüze görüşmem bir yıl önce Ankara'da olmuştu. O günlerde hâlâ Genel Başkan'dı. 'Değişim' arzusu dillendirilmiş, kurultayda yarış olacağı ortaya çıkmıştı. O günkü buluşmadan aklımda kalan cümlesi "önce gemiyi sağlam limana yanaştırma" üzerine sarf ettikleriydi. Kılıçdaroğlu, Kasım 2023'te yapılan 38. CHP Olağan Kurultayı'nda kaybetti. Ama Ankara'da bir ofis açtı, siyasi faaliyetlerine devam etti. Yeni Genel Başkan Özgür Özel ile başta 'normalleşme' çabası olmak üzere, fikrinin uyuşmadığı konuların olduğu bir sır değil. Uzun süredir Ekrem İmamoğlu ile de aralarında bir mesafe-soğukluk olduğu gözleniyordu. Kısa bir süre önce Kılıçdaroğlu evinde İmamoğlu'nu ağırladı. Ardından bir düğüne birlikte katıldılar. Kılıçdaroğlu, İstanbul'daki görüşmemizde İmamoğlu ile buluşma konusunda şu yorumu yaptı:
"Ülkemiz ne yazık ki çok ağır sorunlar yaşıyor. Sorunları aşmanın yolu tartışmaktan geçiyor. Akıl akıldan üstündür. Dolayısıyla biz kendi aramızda tartışırız, farklı öneriler gelir. Sonunda oturur buna bir karar veririz. O çerçevede çözümleri partinin çözümü olarak ortaya koyarız. Tek ve ortak motivasyonumuz Türkiye'dir."
Bu cümleler CHP içinde yeni bir dengenin habercisi olabilir. Ancak Kılıçdaroğlu Özel'in Erdoğan ile normalleşme konusundaki arayışına karşı çok net ve sert bir tavır almış durumda:
"Kurucu liderimize 'ayyaş' diyen o. Kadınlarımıza 'sürtük' diyen o. Muhaliflere 'çapulcu' diyen o. Gençlerimizi 'dindar-kindar' ayıran o. Partimize 'çöp-çamur-çukur' diyen o. Genel Başkan'a 'cibiliyetsiz' diyen o. Kim yumuşayacaksa, kim normalleşecekse buyursun Murat Bey. Ben asla bunları unutup kabul etmeyeceğim."
Önümüzdeki günler CHP'yi daha yakından izlemek gerekeceğinin altını çizerek, Kılıçdaroğlu'nun sorularıma verdiği yanıtları paylaşıyorum.
- Kemal Bey Hacıbektaş'ta bir konuşma yaptınız. Orada şöyle bir cümleyi de vurguladınız: "Unutmayın, Hacı Bektaş sadece ruhsal arınmanın değil, toplumsal arınmanın da izdüşümüdür. İhaneti görenlerin, yarı yolda bırakanların, kötülüğe uğrayanların son sığınağıdır. Burası son kaledir." Buradan hareketle sizin CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na siyasi bir gönderme yaptığınız iddiaları oldu. Böyle bir niyet var mıydı? Siz o cümleyi neden kurdunuz?
Önce şunu ifade edeyim. Hacı Bektaş'ın altı sözcükten oluşan bir cümlesinden yola çıktım. "Her ne arar isen kendinde ara…" İnsanoğlu gerçekten de her ne arıyorsa önce kendinden başlamalı ve kendinde aramalı. Sevgi, saygı, hoşgörü ve ihanet… İnsanın olduğu yerde bunların hepsi oluyor zaten. Dolayısıyla Hacı Bektaş felsefesine uygun bir konuşma yaptım. İnsanın ruhsal arınması, manevi kirlilikten arınması, insanca yaşanabilir bir dünyanın inşası, bilime önem vermesi, doğaya saygı göstermesi, varsa yanlışlar-hatalar bunların düzelmesi için çaba harcanması… Hacı Bektaş ruhu ve felsefesi budur. Yani Hacı Bektaş'ı anma etkinliklerinde onun bir cümlesinden yola çıkarak insanın ne olması gerektiğini, nasıl davranması gerektiğini, başkasını suçlamak yerine her şeyi kendinde araması gerektiğini söyledim. Konuşmanın ana felsefesi budur. Bu arınma gerekliliğini anlayamayanlar, konuşmamı farklı noktalara çektiler.
- Kısa bir süre önce aranızda fikir ayrılıkları, tartışmalar olduğu, aranızın açık olduğu söylenen Ekrem İmamoğlu ile evinizde görüştünüz. Sonra bir düğünde bir araya geldiniz. Bu buluşma, görüntülerden sonra yapılan "Kemal Bey ile Ekrem Bey arasında sorunlar giderildi" yorumlarına ne diyorsunuz?
Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin 7.Genel Başkanıyım. Duygularımla ve kamuoyunun konulara istikamet çizme becerisinin oluşturduğu baskı altında hareket etmem, öyle bir hakkı da kendimde görmem. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşullardan hepimiz endişeliyiz. AKP'li seçmen de yakınıyor. Türkiye'yi bu zor cendereden çıkaracak olan parti de Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi hayati bir önem taşımaktadır. Parti içinde zaman zaman farklı düşünenler olabilir. Farklı düşünceleri, daha sağlıklı bir yol bulmak açısından olumlu görmek lazım. Yeni arayışlar ve yeni çözüm önerileri elbette olacaktır ve olmalıdır. Ülkemiz ne yazık ki çok ağır sorunlar yaşıyor. Sorunları aşmanın yolu tartışmaktan geçiyor. Akıl akıldan üstündür. Dolayısıyla biz kendi aramızda tartışırız, farklı öneriler gelir. Sonunda oturur buna bir karar veririz. O çerçevede çözümleri partinin çözümü olarak ortaya koyarız. Tek ve ortak motivasyonumuz Türkiye'dir.
- Farklı pencerelerden bakıp tartışma ortamından sonra yeni baştan parti içinde bir birlik görüntüsü müdür Ekrem Bey ile görüşmeniz, fotoğrafınız?
Bakınız, Türkiye'nin otokratik bir yönetim sistemine fiilen geçmesinin önündeki tek engel Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Eğer bu yıkılmaz kale teslim alınır ve 'müesses nizam' diye tanımladığımız çarkın bir dişlisi hâline gelirse, bu ülkede herkes hızlı bir 'İranlaşma- Ortadoğululaşma' sürecinin izleyicisi olur. Devamı zaten malumunuz. Bu yüzdendir ki, partimizin birlik ve bütünlük içinde hareket etmesi benim en büyük arzumdur. Bunun yolu da partinin sağlıklı bir zeminde kendi içinde de tartışmasından, çözümler üretmesinden geçer. Tabii kendi içinde tartışması derken aynı sorunları tartışan bizim dışımızdaki alanlara da kulak kabartması gerekiyor. Çünkü her tartışmanın doğal olarak bize verebileceği büyük katkılar olabilir. Bu çerçevede bakmak lazım.
- Tüzük kurultayı var eylül başında. Buraya giden süreçte ve o günlerde nasıl mesajlar çıkar?
Tüzükle ilgili partinin arşivinde yüzlerce çalışma var. Yani çok zengin bir arşivimiz var. Genel başkanlığım döneminde de tüzükle ilgili ciddi çalışmalar yaptık. Bütün bu çalışmaların ele alınması lazım, değerlendirilmesi lazım. Akılcı bir politikayla partinin önündeki tüzükten kaynaklı engellerin kaldırılması lazım.
- 'Nitelikli üyelik' konusunu gündeme getirmiştiniz genel başkanlığınız döneminde. Bir de Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partililerin sürece katılması da tartışılıyor. Onları nasıl görüyorsunuz?
Cumhurbaşkanı adayını Meclis grubu seçiyor. Ama eğilim almak açısından elbette olabilir, yani partinin bütün üyelerinin eğilimi........
© T24
visit website