Son hızla “Rusya gibi” olmaya gidiyoruz
Diğer
21 Ocak 2025
Cumhurbaşkanı, politikacılardan oluşan “turpları” heybesine doldurup, içinden teker teker çıkaracaklarını cezalandırmaya hazırlanırken, talimatlı savcılar da boş durmuyor.
Geçen gün yazmıştım, şu anda 14 milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması için yazılmış Cumhurbaşkanlığı tezkereleri TBMM Başkanlığı’nda bekliyor.
Dün de önce CHP İstanbul Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, ardından Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, onun hemen ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturmalar başlatıldı.
CHP Gençlik Kolları Başkanı, savcılığa ifade vermek için çağrılsa gitmeyecekmiş gibi polis nezaretinde Adliye’ye götürüldü.
Cem Aydın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na hakaret ettiği ve terör örgütlerine hedef gösterdiği iddiasıyla sorgulandı ve “yurtdışına çıkış yasağı” konularak serbest bırakıldı.
Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturma ise yine aynı savcıya hakaret ettiği iddiası.
Ümit Özdağ hakkında resen açılan soruşturmada da cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddia ediliyor.
Aydın, İmamoğlu ve Özdağ hakkındaki soruşturmalar nasıl sonuçlanacak, bence savcılar dahil kimse bilmiyor.
Bu konularda tek yetkilinin yürütme organının başında yer aldığını söyleyebilirim.
Anayasaya göre “yargıya emir ve talimat verilemez, telkin yapılamaz.”
Anayasa’yı dinleyen kaldı mı diye sorabilirsiniz tabii; kalmamış gibi görünüyor.
Bir zamanlar AB’ye uyum göstereceğiz diye TCK’ya konulan bir madde ile “soruşturma ve kovuşturma” aşamasında savcı ve hâkimleri “etkilemeye teşebbüs” suç haline getirilmişti.
Fakat iktidar 18 Haziran 2014’te torba yasa ile madde metninden “soruşturma” kelimesini çıkardı!
“Soruşturma” aşamasında savcılara ya da tutuklama kararı verme yetkisine sahip sulh ceza hâkimlerine emir verildiğini, siyasi konularda soruşturma ve tutuklama kararlarının “yukarıdan” emredildiğini biliyoruz.
Onun için İstanbul’a görevle gönderilen savcının “gurur yapıp” bu soruşturmaları açtığına inanmamız kolay değil.
Türkiye, son hızla bir diktatörlük rejimine doğru gidiyor.
Erdoğan rejimi, kaybedeceğini gördüğü gelecek seçim için yol temizliğine bir ucundan başlamış görünüyor.
Tıpkı Rusya ya da İran’da olduğu gibi “rejimin kabul gördüğü adayların” seçime girebileceği, uygun görmediklerinin giremeyeceği, girmeyi başarıp kazansalar da görev yaptırılmayacağı bir düzene doğru gidiyoruz.
Bunu yapmak için Anayasayı filan değiştirmelerine, kanunlara maddeler eklemelerine de gerek yok.
Savcılar ve hâkîmler kulaklarını dikmiş yukarıdan gelecek emirleri bekliyorlar.
HSK, YSK gibi kurumlar, tamamen siyasete teslim olmuş durumda.
Elimizde demokrasi adına bir seçimler kalmıştı, onu da yargı marifetiyle elimizden alacaklar gibi görünüyor.
Erdoğan rejimi bir yandan adliye........
© T24
visit website