Avrupa hukukuna resmen veda
Diğer
05 Eylül 2024
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez'in yeni Adli Yıl açılışında yaptığı konuşmayı, dikkatle okudum.
Normal olarak kendime böyle eziyet etmem.
Çalışkanlığı ile meşhur olmayan bir ülkedeki havaalanında, zamanında kalkmamayı alışkanlık haline getiren uçağımı beklerken yapacak başka bir işim de yoktu doğrusu.
Kerkez Bey'in bu konuşmasına özel bir önem vererek okumamın nedeni, Yargıtay'daki tartışmalı seçim süreciydi.
Günlerce süren turlar sonunda, Saray'ın küçük ortağıyla yaptığı ittifakı delerek başkan seçilen bir yargıcın hukuk yaklaşımını merak ediyordum.
Sonunu baştan söyleyeyim, bende hayal kırıklığı yarattı.
Konuşmasını kim yazdı bilmiyorum ama Yargıtay Başkanı düzeyinde bir hukukçudan daha derin bir metin beklerdim.
Ömer Kerkez Bey de tıpkı Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı gibi "yeni bir Anayasa" istiyor.
Bence bir sakıncası yok tabii ki isteyebilir.
"Ülkemizi çok seven ve ülkemiz için en iyisini isteyen herkesin bir araya gelmesi ile ülkemize ve milletimize yakışan bir Anayasa'yı oluşturacağımıza yürekten inanıyorum" diyor.
Ülkemizde yaşayan insanların ezici çoğunluğuyla aynı siyasi görüşte olmadığım bir gerçek ancak aramızda ülke sevgisi bakımından çok fark olmadığını da biliyorum. Sadece sevme yöntemlerimiz ve sevmekten ne anladığımız farklı diyeyim.
Yani Kerkez Bey'in dediği gibi bir ortak payda yok. Bu işler sevgiyle alakalı değil.
Temel bir hukuki metin üzerinde anlaşacaksak bu evrensel geçerliliği olan bir metin olmalı ki "sana göre, bana göre" olmasın!
Yargıtay Başkanı, konuşmasında şunu söylüyor:
"Avrupa hukukuna uyum sağlamaya çalışan bir görüntü yerine, Avrupa ve dünya hukukuna yön veren 'Milli Hukuk Sistemimizi' bir an önce tamamlamak için yoğun çalışmalar yapmamız gerekir."
Buradan anlıyoruz ki Başkan Bey, Anayasa'mıza göre bir üst hukuk metni olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çıkmayı, bunun sonucu olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargılama yetkisini de kaldırmayı amaçlıyor.
Çünkü bunlar "Avrupa hukukuna uyum sağlamak amacıyla", Anayasa'ya girmişti.
Başkan artık açıkça bu yolların terk edilmesini istiyor.
AİHM'nin yargı yetkisinin tanınması ve Türk vatandaşlara AİHM'de hak arama yolunun açılması da "hukukumuzda ileri bir adım" olarak bizlere anlatılmıştı.
Demek ki buradan geriye döneceğiz.
Zaten başında olduğu kurumun bir ceza dairesi, Anayasa'nın açık hükmüne ve Yargıtay Genel Kurul kararlarına rağmen bu "ileri adımları" tanımadığını Can Atalay yargılaması vesilesiyle ortaya koymuştu.
Demek ki Başkan da aynı fikirde.
"Avrupa ve dünya hukuk sistemine yön veren Milli Hukuk Sistemimiz" nedir, kuş mudur, deve midir, ben bilmiyorum.
"Yerli ve milli hukuk" kavramını AKP iktidarı otoriter tek adam yönetimine doğru koşar adım ilerlerken duymaya başladık.
Yargının siyasallaşmasının somut örneklerinden biri olarak Yargıtay Başkanları da yaptıkları konuşmalarda bunu tekrarlar oldular.
Hukukun temel kavramları evrensel geçerliliği olan kavramlar.
Dün icat edilip, bugün kullanılır hale gelmedi, yüzyıllar boyunca gerçek olaylarla da sınanmış bilgilerden........
© T24
visit website