Nigel'a ve tüm kalbi kırıklara saygıyla
Diğer
09 Mart 2024
Dünyanın en kararlı âşığı Nigel'ı kaybettik. Bu kaybın arkasından gazetelere ölüm ilanları verilmedi, dini tören düzenlenmedi.
Nigel bir kuştu çünkü.
Yeni Zelanda açıklarındaki Mana Adası yetkilileri, adaya değişik kuş türlerini çekebilmek için (bu tür yetkililer de varmış demek ki, bunu da duyduğuma mutlu oldum) değişik yerlere kuş heykelleri yerleştirmişti.
Bir sümsük kuşu, işte bu heykellerden birine âşık oldu ve üç yıl boyunca onunla ilişkiye girmeye çalıştı. Zaten bu nedenle bir adı var, Nigel diye. Böyle bir aşk yaşamamış olsaydı, onu kim nereden tanıyıp isim koyacaktı…
Nigel tam üç yıl "kuş heykel"e kur yaptı.
Kendi türünün bütün erkeklerinin eş bulmak için yaptıkları gibi göz alıcı mavi renkli ayaklarını, heykelin gözünün içine sokmaya çalıştı.
Ama karşısında bir "taş" vardı. En ufak bir gevşeme belirtisi bile göstermedi. Nigel'ın minik kalbi üç yıllık karşılıksız aşka daha fazla dayanamadı ve durdu.
Nigel'ın şanssızlığı bir ‘kuş' olması ve antik dönem tanrı ve tanrıçalarını tanımıyor olmasıydı.
Bir anlatıya göre heykeltıraş, bir diğerine göre kral olan Kıbrıslı hemşerimiz Pygmalion'dan söz edeceğim.
Mitolojiye göre Kıbrıslı Amathonte'in kızları Propoetid'ler, Afrodit'in (Roma mitolojisindeki adıyla Venüs) kudretini ve tanrıçalığını reddettikleri için, Afrodit tarafından fahişelere dönüştürülür. Propoetid'lerin hal ve tavırlarından hoşlanmayan Pygmalion da artık canlı kadınlarla ilgilenmemeye karar verir ve fildişinden bir kadın heykeli yapar.
Heykel o kadar güzeldir ki zaten hiçbir canlı kadının o güzellikle aşık atabilmesine de olanak yoktur. Ve kaçınılmaz son gelir, Pygmalion yarattığı bu heykel kadına âşık olur.
Günün birinde Afrodit onuruna verilen bir davette ona bir adak adar. Afrodit'ten âşık olduğu heykele benzer bir kadın istemiştir. Evine dönüp de heykelini öptüğünde kadının dudaklarının sıcak olduğunu hisseder. Bir de bakar ki emek emek oyduğu heykelden kadın kanlı canlı karşısında duruyor. Afrodit dileğini yerine getirmiş, heykele can vermiştir.
Ona bir isim vermek de her zaman olduğu gibi ozanlara düşer; Galatea, kendisini Pygmalion'un kollarında bulur, muratlarına ererler, kerevetine çıkmak da biz fanilere düşer.
Kalbi aşkla çarpıp o nedenle duran Nigel, Pygmalion kadar şanslı değildi.
Kim bilir, belki de aşk acıları içinde kıvranarak öldüğü ve daha sonra Pygmalion'un başına gelenleri yaşamadığı için şanslı demeliydik.
Nigel'ın bir heykelini âşık olduğu heykelin yanına dikerler diye ümit ediyorum. Yolum günün birinde Yeni Zelanda açıklarındaki bu adaya düşerse bakıp sizlere de haber veririm.
Sümsük kuşları kanatlılar âleminin tek eşli familyasından. Penguenlerle de akrabalıkları var. Ömür boyu tek bir eşle yaşıyorlar ve 200 kuşluk kolonilerde, âşık oldukları dişiyi-erkeği sadece sesinden tanıyorlar.
Sesleri nasıl diye soracak olursanız, martılarınkinden çirkin diyebilirim. Gırtlaktan........
© T24
visit website