menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gönül kaçanı kovalar ama!

30 1
15.06.2024

Diğer

15 Haziran 2024

Ben de şahsen tanışmadım. Ama kim olduğu ile ilgili fikrim var. 2015 yılında Türkiye 3. güzeli olmuş ama ben onu hatırlamıyorum. Farklı dizilerde oynamış, başarılı olduğu filmografisinden anlaşılıyor. Ama ben oradan da hatırlamıyorum.

Daha çok magazin haberlerinden tanıyorum. Alışılmışın aksine saçlarını sarıya filan da boyamamış, yüzünde de estetik var mıdır, çok anlamıyorum ama bana yok gibi geldi. Doğal bir güzelliği var, Allah nazardan saklasın.

Kendisi hakkındaki bilgileri tahmin edebileceğiniz gibi internetten buldum, okudum.

Hayır, bir "stalker" değilim, durduk yerde genç kadınların neler yaptıklarını filan takip etme huyum yok.

Ancak Hazal Hanım geçenlerde öyle bir şey söyledi ki ben de profesyonel deformasyonumun bir sonucu olarak kendisi hakkındaki bilgileri şöylemesine bir taradım.

Şimdi şöyle bir tablo gözünüzün önüne getirin: Üzerindeki derin dekolte elbise ile yanlamasına uzanmış güzel bir genç kadın fotoğrafının üzerine T24 editörü şöyle bir başlık atmış: Hazal Subaşı ilişki sırrını açıkladı!

Şimdi böyle bir haberi okumaz mısınız? Ben okudum tahmin edebileceğiniz gibi ve notumu aldım ki sizlerle de paylaşayım.

Hazal Hanım, Berfu Yenenler'in YouTube kanalında şunu söylüyor:

"Eğer ilişkimin uzun sürmesini istiyorsam hiçbir sorun olmasa da altıncı ayda ayrılıyordum. Benim yokluğumu anlasın diye. 'Bak gidersem görürsün' taktiğiyle iki yıl süren ilişkim oldu."

Bu taktiğe biliyorsunuz "Gönül kaçanı kovalar" taktiği diyoruz ki aslına bakarsanız insanlık tarihi kadar eski.

Ve Hazal Hanım kardeşime de bir özel not vereyim ki eğer fotoğraflarında bizim anlayamayacağımız rötuşlar yapılmadıysa "2 yıllık ilişki süresi" için herhangi bir şey yapmasına da zaten gerek yok. Hangi salak böyle bir kızı 2 yıldan önce bırakır da kaçar?

Her neyse, bu dediğim gibi insanlık tarihi kadar eski bir taktik aslında.

Mesleğe ilk başladığım aylarda Ankara'da Yankı Dergisi'nin ofisinde giriş kapısının hemen önündeki küçük oda rahmetli Hıncal Uluç'a aitti.

Ben de o sırada dergide her işe maydanoz bir meraklı yeni yetme.

Hıncal Abi'nin masasının hemen arkasındaki mantar panoya bir toplu iğne ile iliştirilmiş, daktilo ile yazılmış küçük bir not vardı:

"Gitmek isteyeni bırak, dönerse senindir. Dönmezse zaten hiç senin olmamıştır."

O yazıyı ilk okuduğumda "Sonra pişman olursun Hıncal Abi" demiş, "Zamanla öğrenirsin, işine bak" yanıtını almıştım.

Sahne adı Passenger olan Michael David Rosenberg'in çok da eski olmayan bir şarkısı var: Let her go!

Bırak kızı gitsin!

Şarkının hemen girişinde şöyle bir söz var:

"Only know you love her when you let her go." (Onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın.)

Şarkının bir yerinde "Kadehin dibine bakarsın" da diyor ki Hıncal Abi yaşasaydı bunun için ne derdi tahmin edebiliyorum ama kendime saklayacağım.

Sokak röportajlarının "çıkar telefonunu göreyimci" amcaları gibi görünmek istemem ama artık herkesin cebinde bir akıllı telefon var ve küçük bir sandalla denizin ortasına sürüklendiğinizde bile nerede........

© T24


Get it on Google Play